İblis daha sonra dedi ki: “Rabbim, beni kışkırttığın şeye karşılık, andolsun, ben de yeryüzünde onlara, (sana başkaldırmayı ve dünya tutkularını) süsleyip-çekici göstereceğim ve onların tümünü mutlaka kışkırtıp-saptıracağım. Ancak onlardan muhlis olan kulların müstesna.’
Allah dedi ki: ‘İşte bu, bana göre dosdoğru yoldur. Şüphesiz kışkırtılıp saptırılmışlardan sana uyanlar dışında, senin, benim kullarım üzerinde zorlayıcı hiçbir gücün yoktur. Ve hiç şüphe yok, onların tümünün buluşma yeri Cehennem’dir. Onun yedi kapısı vardır; onlardan her bir kapı için bir grup ayrılmıştır. Gerçekten takva sahibi olanlar, cennetlerde ve pınar başlarındadır. Oraya esenlikle ve güvenlikle girin. Göğüslerinde kinden hasetten ne varsa tümünü sıyırıp-çektik, kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşı karşıyadırlar. Orada onlara hiçbir yorgunluk dokunmaz ve oradan çıkarılacak değildirler. Haber ver kullarıma; şüphesiz ben, bağışlayanım, esirgeyenim. Ve şüphesiz azabım, o acıklı bir azaptır.”
Günahkârlar işledikleri suça göre, cehennemin kapılarından girmek üzere çeşitli gruplara ayrılacaklardır. Örneğin ateistler, münafıklar, müşrikler, nefse tapanlar, zalimler, gösterişçiler, küfrün liderleri, zinacılar, faizciler, kumarcılar, içkiciler vs. gibi her bir grup cehenneme kendileri için ayrılan kapıdan gireceklerdir. Şeytan’ın bu sapık çıkışı karşısında “Rabbi de O’na demişti ki: ‘Git, onlardan kim sana uyarsa uysun, şüphesiz sizin cezanız cehennemdir; eksiksiz bir ceza’ dedi.”
Yüce Allah, gerçekten ve samimi bir şekilde iman eden kullarını kandıramayacağını ve onların üzerinde hiçbir tesirinin olamayacağını belirterek Şeytan’a devamla şöyle dedi: “Onların güç yitirdiklerini sesinle sarsıntıya uğrat, atlıların ve yayalarınla onların üstüne yaygarayı kopar, mallarda ve çocuklarda onlara ortak ol ve onlara çeşitli vaatlerde bulun.
Şeytan, onlara aldatmaktan başka bir şey vaat etmez.” Bu ayet, Şeytan ile takipçileri arasındaki ilişkileri çok anlamlı bir şekilde açıklamaktadır. Şeytan, hiçbir çaba harcamaksızın kendisine uyanların mallarına ve kazançlarına ortak olur. Günah ve isyanların cezasını paylaşmada ise ortak olmaz. Günahkâr bir babanın çocukları ile ilgili olarak, baba sadece çocukları büyütüp yetiştirme zahmetine katlanır. Fakat baba, Şeytan’ın saptırmalarıyla sadece kendisi değil, Şeytan da çocuğun babası imiş gibi onu kötü ve ahlaksız bir şekilde etkiler. “Benim kullarım; senin onlar üzerinde hiçbir zorlayıcı gücün (hâkimiyetin) yoktur. Vekil olarak Rabbin yeter.”