AKARSU TURİZMİ
Yurdumuzda çok çeşitli özelliklere sahip zengin bir akarsu ağı vardır. Bu akarsuların büyük bölümü "akarsu turizmi" olarak tanımlanan yüzme, rafting, kano, ve nehir kayağı gibi su sporları için çok elverişlidir.
Ülkemizde başta Çoruh, Köprü, Manavgat, Dim, Zamantı, Göksu ve Fırat nehirleri olmak üzere birçok akarsu su sporlarına uygundur. Aynı zamanda akarsularımızın yakın çevreleri önemli rekreasyon alanlarıdır.
Doğa turizminin önde gelen dallarından biri olarak akarsu turizmine yönelik ülkemizin sunduğu bu büyük potansiyelin geliştirilmesi büyük önem kazanmaktadır.
Büyük yatırımlar gerektirmeyen akarsu turizmi, çevrenin tarihi, arkeolojik, kültürel, otantik değerleri ve diğer turizm çeşitleriyle bir bütün oluşturmaktadır. Bu potansiyelden daha kapsamlı olarak yararlanmanın yolları mutlaka aranmalıdır.
DAĞCILIK VE KIŞ TURİZMİ
Temiz havası, manzarası ve buralarda yapılan çeşitli etkinliklerle dağlara yönelik olarak gerçekleştirilen alternatif bir turizm şeklidir. Yoğun iş ortamı, trafik ve çevre kirliliğinin oluşturduğu stres ortamından uzaklaşmak için insanlar en çok doğal ortam alanlarından dağlara yönelmektedirler.
Türkiye, farklı yüksekliklerde, zengin jeomorfolojik ve tektonik yapıya sahip, flora ve faunaya, yaylalara, zengin av ve yaban hayatına, buzul ve buzul izlerine, sirk göllerine, dağ tırmanışı ve yürüyüşlerine ve eşsiz manzaralara sahip olan dağlarıyla hem kış turizmi hem de dağcılık sporunu sevenlere çekici ve ilginç olanaklar sunar.
Yazın bile üzerinde kar eksik olmayan yüksek dağlar özellikle kışın kış turizminin canlı olduğu yerlerdir. Bu dağlarda kurulan tesislerde başta kayak olmak üzere kış sporları yapılmaktadır. Faal olan başlıca kış turizmi merkezlerinin bulunduğu dağlar Uludağ (Bursa), Erciyes (Kayseri), Palandöken (Erzurum), Sarıkamış (Kars), Ilgaz (Kastamonu-Çankırı), Kartepe (Kocaeli), Saklıkent (Antalya) ve Davraz (Isparta)’dır.
Dağcılık ve kış sporları için Türkiye'yi her yıl dünyanın çeşitli yerlerinden çok sayıda turist ziyaret etmektedir. Ancak tanıtım, organizasyon, alt ve üst yapı hizmetlerinin yetersizliği gibi sebeplerle bu kaynaklardan da yeterli seviyede yararlanılamamaktadır.