Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki, tarihsel ve arkeolojik bulgular, Kuran’da bahsi geçen Ad Kavminin ve İrem Şehri’nin varlığını ve orada anlatıldığı biçimde helak olduklarını ispatlamaktadır. Yapılan arkeolojik araştırmalarla bu kavmin kalıntıları kumların içinden çıkarılmıştır. Düşünen insana düşen ise, kumların içine gömülmüş olarak bulunan bu kalıntılara bakarak Kuran’ın uyardığı şekilde ibret almaktır. Allah Kuran’da, Ad Kavminin kibirlenme nedeniyle doğru yoldan saptığını bildirir ve yeryüzünde haksız yere büyüklenerek, ‘kuvvet bakımından bizden daha üstünü kimmiş?’ dediklerini haber vermektedir. Ayetin devamında ise “onlar gerçekten kendilerini yaratan Allah’ı görmediler mi? O, kuvvet bakımından kendilerinden daha üstündür.[1]”
Ad Kavminin bu kötü akıbeti, bütün insanlara büyük bir ibret teşkil etmektedir. Politik ve ekonomik güçlerine güvenerek şirki, haksızlığı ve zulmü yaymak için gayret sarf eden bütün zalimlerin zaferleri geçicidir. Elbette ettikleri kötülüklerden dolayı azabın en şiddetlisine çarptırılacaklardır. Tarih boyunca doğru yoldan saparak azgınlaşmış, toplulukların başına gelen korkunç akıbet onların başına da gelecektir. Aksi takdirde ilahi adaletin bir anlamı kalmaz.
Bir sonraki yazımız “Semud Kavmi”
[1] Fussilet, 41, 15.