Toplumları tehdit eden ırkçılığın panzehirleri olarak insanları şöyle uyarmaktadır: “Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız (ırk, renk, soy ve servetçe değil), takvaca en ileride olanınızdır (O’ndan en çok korkanınızdır.) Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.” Bu ayetten, insanların bir tek ana ve babadan (Âdem ve Havva’dan) yaratılarak çoğaldığı, yeryüzünde çeşitli renk ve dillerde, küçüklü büyüklü topluluklar oluşturduğu, kabilelerden milletlere varıncaya kadar farklılıklar gösteren insanların temel amacının birbirlerini tanıyıp kaynaşmak olduğu, kesin ve net olarak anlaşılmaktadır. Yani ırk, soy, sop, kabile, mezhep, meşrep, dil ve kültür gibi ayrıntılarla övünmek değil, birleşip bütünleşmek, haksızlıklara karşı birlikte hareket etmek temel amaçtır. Bu özelliklerle övünüp, bunları kendilerine benzemeyenler aleyhinde kullanmak insanlar arasında fitne ve fesat tohumlarının yeşermesine sebep olup, onları haksız ve anlamsız çekişmelere sürükleyerek büyük huzursuzluklara yol açar. İnsanlardan kimin derecesinin daha yüksek ve kimin daha aşağıda olduğunu Allah daha iyi bilir. İnsanların kendi aralarında koydukları üstünlük ve aşağılık ölçüsü, Allah katında geçerli değildir. Dünyada çok üstün değerde kabul edilen bir insan, Allah indinde yaratıkların en sefili ve adisi olabilir. Bunun tersi olarak insanlar yanında çok aşağı kabul edilen biri de, Allah katında en üstün seviyede olabilir. Bu yüzden önemli olan dünyada verilen değer değil, Allah katında kişinin sahip olduğu derecedir.
Bu kısacık ayette Yüce Allah bütün insanlığa hitap ederek son derece önemli üç temel gerçeği açıklamıştır.
1- Hepinizin aslı birdir. Sizin her türünüz bir erkek ve bir kadından yaratıldı ve bugün dünyada var olan bütün ırklarınız da aslında bir anne ve babadan başlayan bir temel ve ilk ırkın dallarıdır. Bu yaratılış dizisinin hiçbir yerinde o ayırımlar ve sakat iddialarla müptela olduğunuz alt ve üst tabaka veya üstün ve aşağı ırk görüşlerine zemin hazırlayan hiçbir işaret yoktur. Yaratıcınız bir olan Allah’tır. Çeşitli insanları çeşitli ilahlar yaratmamıştır. Bir tek maddeden hepiniz yaratıldınız. Bazı insanlar temiz ve pak maddelerden yaratılmış ve diğer bir kısmı da pis ve adi maddelerden yaratılmış değildir. Bir anne ve babanın çocuklarısınız. İlk insan çiftleri çok olup da dünyanın çeşitli yerlerinde değişik topluluklar meydana gelmiş değildir.
2- Asıl ve temel yönü ile siz bir olmanıza rağmen milletlere ve soylara ayrılmanız yaratılış icabı idi. Yeryüzünün her tarafında bütün insanların bir tek aile olamayacağı açıktır. Neslin çoğalması ile beraber sayısız ailelerin, daha sonra da ailelerden soyların ve milletlerin meydana gelmesi kaçınılmazdı. İşte bunun gibi yeryüzünün çeşitli bölgelerinde yerleştikten sonra renk, şekil, dil ve yaşayış tarzlarının mutlaka çeşitli olması da gerekli idi. Aynı bölgede yaşayanların birbirlerine yakınlık duyması, uzak bölgelerde yaşayanların aralarındaki duyguların uzak olması da tabidir. Fakat bu yaratılıştan gelen farklılıklar ve ayrılıklar asla onun temeli üzerinde aşağı, üstün, soylu, adi üstün sınıf ve aşağılık kabul etmesini, bir ırkın diğer bir ırka üstünlük kurmasını ve insan hakları konusunda bir zümrenin diğerine üstün tutulmasını da gerektirmez.