Değerli okuyucularım!
Mübarek Berat gecesinden önce idrak ettiğimiz, Mevlid Kandili, Regaib Kandili ve Miraç Kandili pek yakında kavuşmayı dört gözle beklediğimiz Berat kandili, içerisinde bin aydan daha değerli Kadir Gecesi’ni de barındıran, rahmet, mağfiret ve cehennemden kurtuluş mevsimi olan Ramazan-ı Şerif'in şeref davetiyeleridir. Artık bu son davete hep birlikte icâbet edeceğiz inşâallah!.
Mübarek Ramazan-ı Şerif'in teşrifi, biz mü’minlerin teftişi olur elbet. Manevi teftiş için; hayırlarımızı çoğaltacağız, manevi muhasebemizin mizânını kontrol edeceğiz, kâr ve zarar hesabımıza göre, yeniden hareket ve davranışlarımızı düzenlemeye çalışacağız.
Ömrümüzün her yılında, Berat Gecesi’nde, yüce Rabbimizin takdiriyle, Duhân Sûresinin ilk ayeti kerimelerinde beyân buyrulduğuna göre; “O, öyle bir gecedir ki, her hikmetli iş, nezdinde bir emirle o zaman ayrılır...” Diye ifade ediliyor.
Kitabü’l-Mübin: Kur’an-ı Kerim’dir. Buradaki mübarek geceden maksat, Şaban-ı Şerif’in ortası on beşinci gecesi olan, Berat Gecesi’dir. Berat gecesinin en önemli özelliği, mübarek Kadir Gecesi’nde de ifade edildiği üzere; “O gece Kur’an-ı Kerim, Levh-i Mahfuz’dan, Yedinci Gök’ten dünya göğüne inmiştir.” Buyurulmuş, hususîyle, “ Kur’an o gece Levh-i Mahfuz’dan bir bütün halinde dünya semasına, sonra oradan kısım kısım Rasûlullah (s.a)’e indirildi. “O gecenin mübarek olması bundandır.”
Berat Gecesi ki, o gece melekler yüce Rabbimizden hangi görevle inmişlerse, İlahi rahmetlerle tecelli ederler. Yapılan dualar kabul olunur, nimetler taksim olunur, İlahi kaza ve takdirler birbirinden ayrılır. Mübarek Berat Gecesi’nde, Cenab-ı Hakk’ın görevli melekleri, bir yıl süre ile meydana gelecek olayları –her türlü arazî ve semavî olaylar- yazmaya başlarlar. Bu yazım işlemleri Kadir Gecesi’ne kadar devam edip, Kadir Gecesi’nde bitirilir. Rızıklara ait olan nüsha Mikail (a.s)’a verilir, savaşlara, zelzelelere, saikalara ve çöküntülere ait olan nüsha Cebrail (a.s)’a verilir. Bütün amellerle ilgili nüshada dünya göğünün sahibi büyük melek İsrafil (a.s)’a verilir. Musibetlere –ölümlere- ait olan nüsha da Azrail (a.s)’a teslim edilir.
Çok değerli okuyucularım!
Berat gecesinin en önemli özelliklerini şöyle sıralayabiliriz: 1- Her önemli iş o gece tefrik edilir. 2- O gecedeki ibadetin fazileti büyüktür. 3- Rahmet-i İlahi fezeyan eder. 4- Mağfiret -bağış- gecesidir. 5- O gece, Rasûlullah (s.a)’e şefaat hakkının tamamı verilmiştir.
Bu gece de, yeryüzü sakinlerine (müslümanlara) rahmet, bereket, hayır, af ve mağfiret iner. Ne güzel demişler! “Mutlak huzuru ancak, camilerde, mescidlerde arayınız.” 15.05.2016 Dr. Nazif ÖZKUL’un Erkam Radyo’dan: Hz Ali (r.a)’nin rivayet ettiği bir Hadis-i Şerif'te O güzeller güzeli efendimiz (s.a) buyuruyorlar. “Cenab-ı Hakk (c.c) Şaban-ı Şerif’in on beşinci gecesi olan, Berat Gecesi'nde, sonsuz rahmet ve bağışı ile dünya semasına iner de, bütün müslümanların günahlarını affedip bağışlar. Ancak af ve bağışlanma dışı olanlar ise müşrikler -kâfirler-, münafıklar, akraba ilişkilerini kesenler birde zina yapanlar af kapsamı dışında kalanlardır.
Bu mübarek gecenin en önemli müjdesi ve uyarısı, Hz Aişe validemizin verdiği özel haberde görülüyor: Efendimiz (s.a): “Ya Aişe!.. Ben, Rabbimin bunca nimetlerine şükreden bir kul olmayayım mı? Hem sen bu gecede neler olduğunu biliyor musun?” dedi. Ben de: Ya Rasûlullah! Bu gecede ne var ki? Dedim. Bana şöyle buyurdular: ”Bu sene içinde, doğacak ve ölecek olanlar bu gecede yazılırlar, bu gecede canlıların rızıkları tayin ve taksim olunur. Kulların amelleri yine bu gece Cenab-ı Hakk’a yükseltilir. Ben dedim ki: Ey Allah’ın Rasulü! Allah’ın rahmeti olmadan girilmeyecek mi? Efendimiz (s.a): “Allah’ın rahmeti olmadan hiçbir kimse cennete giremez.” Buyurdular. Yine ben: “Sende mi? dedim. Efendimiz (s.a): “Ben de. Ancak, Allah Teâla beni rahmet-i ilahiyesine gark etmiş olarak cennetine koyar.” dedi ve elleriyle başını ve yüzünü mesh etti.
Kıymetli okuyucularım!
Sözlerimi iki Cihan'ın serveri, Rasûlullah (s.a)’in şu müjdeli ifadeleriyle sonlandırıyorum. Efendimiz (s.a) buyurdular: “Şaban’ın yarısı gecesinde namaz kılınız. Gündüzünde de oruç tutunuz. Çünkü Allah Teâla, Güneş'in batmasıyla beraber, dünya semasına rahmet nurlarıyla tecelli buyurup, kullarına tan yeri ağarıncaya kadar şöyle hitapta bulunur: “Yok mu Ben’den af dileyen, onun günahlarını bağışlayayım? Yok, mu Ben'den rızık isteyen, onu rızıklandırayım? Yok, mu bir musibetzede, dua etsinde ona afiyet vereyim? Şöyle olan yok