Sadık ÜZER

Sadık ÜZER


ÇÖLE İNEN NÛR

14 Nisan 2016 - 00:01

Bağışlanma mevsiminde bize düşen görevler var. Ebû Hureyre(r.a)’dan, Efendimiz(s.a) buyuruyorlar:          “ Ben kıyamet günü Ademoğlunun efendisiyim. Kabri ilk açılacak (haşr olunmak için kabrinden ilk çıkacak kişi) ben olacağım. İlk şefaat edecek ve şefaati ilk kabul edilecek de ben olacağım.”(Müslim)
Bize düşen görev: Yaratılmışların en şereflisine lâyıkıyla ümmet olmaktır. Şair Ali Ulvi Kurucu ne güzel söylüyor:
“Rûhum sana âşık, sana hayrandır Efendim!
Bir ben değil, âlem sana hayrandır Efendim!”
Bu üç aylar ikliminde, gün ve gecelerinde, yaratılmışların Efendisi Habib'i Edibini iyi tanımaya, O’ndan biz ümmetine yansıyacak güzelliklere ne kadar ihtiyacımız olduğu açıkça görülüyor.
O(s.a) Âhir Zaman Peygamberi olarak, bu fâni dünyanın karanlık çöl iklimine nur olarak indi. Çöle inen Nur Muhammed Mustafa(s.a) yaratılmışların en şereflisidir. Habibullahtır. Çöle inen Nur Tevhid’dir.
(LA İLAHE İLLALLAH’dır)
Evet,
Çöle inen nur, karanlık çölleri cennete çeviren bir güldür.
Çöle inen nur, adalettir.
Çöle inen nur, insana değer vermektir.
Çöle inen nur, medeniyettir.
Çöle inen nur, eşrefi mahlûk olan insanı, kalbi ve kalıbı ile Hakka yönelten asil ruhtur.
Çöle inen nur, güzel ahlaktır.
Efendimiz(s.a) sık sık yaptıkları duâlarında: “Yâ Rabbi! Yaratılışımı güzel eylediğin gibi, ahlakımıda güzelleştir!” Bu duâyı bizlerde aynen gecesiyle gündüzüyle hayat proğramımıza katalım.
Çöle inen nur, merhamettir.
Cenâb-ı Hak(c.c) bu gerçeği yüce kitabımız Kur’an’ı Kerîm’de el- Enbiya Sûresi 107. Âyet de:                         “ Ey Habibim! Muhakkak ki, Biz SENİ ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” Buyuruyor.
O Çöle inen nur, Efendimiz(s.a)’de: “Allah’a yemin ederim ki, birbirinize merhamet etmediğiniz müddetçe, cennete giremezsiniz.” Buyuruyor.
Çöle inen nur, Edep’tir. Evet, insanın edebi yoksa insan, ruhsuz beden gibidir.
Çöle inen nur, İlim’dir. İlim insanı gerçekte, cennete götürür. İlim, irfanla değer kazanır. Çünkü irfanda edeptir. İrfan, aşktır, irfan ihlastır.
Asıl olan: Edep, İrfan ve ihlas hayatımıza yansırsa gerçek değeri kazanır.
Bu üç aylar mevsiminde, Efendimiz(s.a)’in bütün nurlarını bizler nasıl anlarız, nasıl yaşarız bunun derdi ile dertlenelim inşâallah!...
Efendimiz(s.a)’le O’nun nurlu yoluyla beraber olursak, Allah Teala(c.c) bize azâb etmeyecektir biiznillah!...
Enfal suresi 33. Ayetin anlamı bunun çok açık müjdesi: “Oysa Sen içlerinde iken Allah onlara asla azâp etmez!” buyuruyor.
Peki, O’nun, Efendimiz(s.a)’i aramıza nasıl alacağız? İşte cevabı: Yaşadığımız hayatın bütününde O’na benzeyeceğiz, O’nun gibi namaz kılacağız, O’nun gibi yiyip – içeceğiz, gecemizi – gündüzümüzü O’nun hayatına benzetme gayretleriyle bir bir inceliklere, hassasiyetlere ulaşacağız!...
Hep birlikte duâlarımızı Yüce Rabbimize arz edelim...
Ya Rabbi! Bizleri Sana layık kul, Habibine layık ümmet eyle!...
Ya Rabbi! Çöle inen nur Efendimiz’in, kadrü kıymetini bilenlerden eyle!...
Ya Rabbi! Bizleri en güzel ahlakla süsle!...
Ya Rabbi! Efendimiz(s.a)’in güzel yolu, sünneti seniyyesinden ayırma!...
İki cihanda huzur ver! Bizleri bağışladığın kulların arasına katıver...ÂMİNNN!
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum