Denge insanda ekmek gibi su gibi bir şey aslında. Metabolizmanın sağlıklı olması için beslenme ne kadar önemli ise insanın sağlıklı ilişki kurabilmesi için denge kabiliyeti de o kadar önemli.
Sosyal bir varlık olarak yaratılan insanın hayatı, ilişkiler yumağı aslında. Yaşamda kendimizi içinde bulduğumuz roller var. Bu rollerle kazandığımız çevrede, ilişki yürütmek için kurulacak bir sürü de denge var. Anne-baba iseniz çocuklarınız arası dengeyi, kardeşleriniz varsa onlar arasında dengeyi, eşinizle anne babanız arasındaki dengeyi, arkadaşlarınız arası dengeyi, evlat olarak anne babanız arası ve hatta akrabalar arası dengeyi, çalışanlarınız arasındaki dengeyi tutturmak için çabalayıp duruyorsunuz.
Manevi yaşantımızda da denge önemli bir konu başlığı. Ahiret-dünya dengesi en zor olanlardan mesela. Ne kadar dünyayla meşgul olacağız? Ne kadar ahiret işleriyle meşkul olacağız? Bu dengeyi tutturmak için bir formül var mı? Yani Kur’an ne der bu konuda, Alemlere Rahmeten görevlendirilmiş kutlu elçi Hz. Muhammed (SAV) bu denge için neler tavsiye etmiş? Hatta üst paragrafta bir kısmını örneklediğimiz ilişkiler yumağındaki dengede, hem bu dünyada hem ahrette mutlu olmak için bu iki şaşmaz kaynağın tavsiyeleri var mıdır? İyi anne, iyi baba, iyi patron, iyi kardeş, iyi arkadaş nasıl olur, Allah ve Rasulü tavsiyelerde bulunmuş mudur? Bu tavsiyelere uyunca denge kendiliğinden doğar mı acaba?
Öyle ya! Allah Azze ve Celle bu dünyayı yaratan olduğuna göre, arz üzerinde kurulacak ilişkilerin şeklini, tonunu, yaptırımlarını, ödül ve cezasını Allah’tan daha iyi bilen olabilir mi? Ayrıca Allah’ımız Rasulün hayatında sizin için en güzel örnekler vardır diyerek peygamberi dünya işlerinde bize rehber yaptığına göre çevremizle kuracağımız ilişkilerde en doğru bilgi Rasulullah’ta olmalı değil mi?
Bakkalın iyisi, manavın iyisi, gazetenin iyisi, müteahhidin iyisi, komşunun iyisi, televizyon kanalının, radyo frekansının iyisi, arkadaşın,kardeşin,evladın,eşin,işin iyisi konusunda karar verirken, Allah’ın ve Rasul’ün cetveliyle mi ölçüyoruz? Böyle yapmayınca Allah Azze ve Celle’ye sen yaratmışsın ama ilişkiler konusunda doğru belirlemeyi senden iyi biliriz demiş olmuyor muyuz?
Hem Allah’la, hem kendimizle, hem de çevremizle doğru ve dengeli ilişki kurmanın ilk adımı, Allah’ın ve Rasulü’nün insana dair ne varsa her konuda en doğruyu bilen olduğunu kabul etmek olacaktır. Yanılgıyı bile yaratan olduğu için yanılma ihtimali olmayan Allah ve onun ilkelerini en doğru yaşayan Rasulullah iyilik algımızı onaracaklar. Kur’an ve sünnete göre iyiyi öğreneceğiz. Önce teslim olacağız. Bilmeyen ve aciz ve fakir olan olduğumuzu idrak edeceğiz.
Zengininden fakirine, okumuşundan cahiline mutlu insan kalmadı neredeyse. Her biri kendi iyi dünyasını yaratmakla meşgul. Cenneti bu dünyada kurmuş kadar sınırsız nimet içinde olanlar bile arayış içindeler. İyi sandıklarını yakaladıkça daha iyi olduğunu sandıkları hedefleri çıkıyor. Kendi iyisini kendi belirleyenler asla ona ulaşamayacaklar. Ama bu işi Allah’a ve Rasulü’ne bırakanlar bu dünyada da ahrette de mutlu olacaklar…