Bismillahillezi la ilahe illahu vel Hayyul Kayyum.
Yeniden Bismillah, ebeden Bismillah ve daimen bismillah.
Bazen enfüsten, ve bazen enfaktan sıyrılıp gelen dizeler ve genellikle de Hakk’a dair ve Hakkı arayan, ararken de izleyen, işaretleyen, belki tavsiye içeren manzumeler ile yeniden buradayım. Gelirseniz, alırsanız, yüreğinizde ve en önemlisi dualarınızda çoğalmak isterim. Gazete Bir Genel Yayın Yönetmeni, Kardeşim, Dava arkadaşım Hidayet Gültekin Beyefendi uzun zamandır tekrar yazılara dönmemi istedikçe, içimdekilerin yazıya dökülebilecek olgunluğa ulaşıp kendine sayfa arayanlarını kendime okudum. Açığa çıksalar dost düşman ayırmadan can yakacakları belli idi. Uzak durdum.
Siyasal zemin darbe ile sarsılırken, şehidlerin ardından şaha kalkan vatanseverlerin kin ve nefret depremlerinin ölçekleri darbe sarsıntısından az değildi. Şimdi dört yanı düşmanla sarılmış Ülkemde, darbe örgütçüsü, camilerde, okullarda, dershanelerde, bankalarda, marketlerde adım adım büyüyen yapının müşterisi olmuş herkesin içinde bizim durumumuz ne olacak sarsıntısının şiddetinin ne olacağını ben merak ediyorum.
Birileri bunları konuşmaya, düşünmeye, dile getirmeye başlamak zorunda. Babasının eksik aklı veya saf niyetiyle ve hatta belki de ihaneti sebebiyle bu yapının halkası, arka bahçesinde oynayan çocuğu olmuş çocuklar, gençler ne olacaklar. Babalarının suçlarının cezası istihbarat soruşturmaları nedeniyle bu çocuklardan mı sorulacak.
Birileri Sayın Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi’nin davası büyüdükçe, karşısında olan kitlenin de kininin o oranda büyüdüğünü, davanın sadece Reis’in davası olmadığını, her birimizin davası olduğunu düşünerek, iktidardan gitmesini ve ya Hakk’a yürümesini iple çekmelerinin nafile olduğunu, kendilerini düzelmemeleri halinde asla tekrar sulh olamayacağını ve en önemlisi bir gün pişmanlık ve kendini düzeltme halinde yeniden Büyük Türkiye İdeali Ülküsünde birleşilebileceğini ne zaman konuşacaklar.
Gelecek endişesi bu insanların umutlarını, ülkeye inançlarını yitirtecek. Anlaşılır olsun diye yazıyorum. Babası tarafından, terör yuvası olduğu sonradan anlaşılan kolejlere yollanmış bir gence devlet kapılarının kapatılması bu durumdakilerin Recep Tayyip Erdoğanı özellikle darbe girişimi sonrası haklı bulanları bile yaralayacağı anlaşılmalı ve yine Beyefendi tarafından bu meselenin bir şekilde ele alınması gerekmektedir.
Uyuyan bir milleti gaflet uykusundan uyandıran, feraset ve basiret sahibi Cumhurbaşkanımızın, hatalı tercihlerini 17 Aralık sonrası sürdüren vatandaşlarına, vatana tutunma fırsatı verebileceği, ve asla yeniden devleti ele geçirme fırsatı da vermeyeceği bir çözüm önerisi sunması, her gün sayıları biraz daha artan direk ve dolaylı darbe etkilenenlerinin sayılarını azaltacaktır. Unutulmaması gereken iç ve dış düşmanların hevesle bu kitleyi kullanmak için beklediğidir.
Yani 15 Temmuzda rüştünü ispat eden vatanseverlere ilave edilemeyen bu kitle vatan düşmanları için bir kaynağa dönüşmemelidir. Fiilen suçlu olanlar, inatla örgütü ayakta tutmaya çalışanlar ile bir şekilde bulaşmış olanları ayırt edebilecek devlet geleneği ve merhameti bu millette vardır. Ben dile getirmiş olayım.