Duruşuyla , çalışmalarıyla, vizyonuyla, yeni yüzüyle Türkiye artık bir yıldız. Bulunduğu bölgede parlaklığıyla göz kamaştıran, kendine sığınanlara yardım elini uzatan ve onları bağrına basan, denge unsuru olmuş bir ülke. Her bölgenin vazgeçilmez ülkeleri vardır. Bu coğrafyanın vaz geçilmez ülkesi Türkiye. Gerek stratejik konumu, demokrasisi,insana bakışı, kaynakları açısından birçok ülkeyi kıskandıran ülkemiz, yeni Türkiye oluşumuyla Müslümanların da umudu olmaya devam ediyor. Bağlarından kurtuldukça kendine gelen, insanını yetiştirdikçe kimliğinin farkına varan ülkemiz inanıyoruz ki kendi haline bırakılırsa önümüzdeki yıllarda dünyanın en süper güçlerinden biri olacaktır. Bu coğrafya tarih boyunca nice efsane devletlere, imparatorluklara ev sahipliği yapmıştır. Anadolu her dönemde bolluğun,bereketin yurdu olmuştur. Sadece kendi içinde yaşayanları beslememiş, çevresine de nimetlerini akıtmıştır. Bu nedenle Anadolu tarih boyunca her devletin hayalindeki yurt olmuştur. Tüm süper güçler burayı fethetmek için büyük bir çaba harcamışlardır. Bu uğurda çok büyük mücadeleler içine girmişlerdir. Bu bölgeye hakim olan güçlerin ise işi hiç de kolay olmamıştır. Düşünsenize tüm gözler sizin üzerinizde ve sendelemenizi bekliyor, size hakim olmak için fırsat kolluyor. Size zarar veren her oluşumu destekliyor. İşte Anadolu’nun işi kolay olmamış. Buraya hakim olan devletlerin tarih boyunca düşmanı çok olmuş. Ne entrikalara sahne olmuş bu coğrafya. Gerek Selçuklu, gerekse Osmanlı’da veya şimdi günümüzde Türkiye’mizde bu oyunların ardı arkası kesilmemiş. Hatırlayın Osmanlı yıkılsın ve tarih sahnesinden silinsin diye I.Dünya savaşı dahi çıkartılmıştır. Bu savaşın yapıldığı coğrafyaya göz attığımızda şunu rahatlıkla görürüz , hedef Osmanlı’yı parçalamak ve küçük lokmalar haline getirip yutmaktı. Birinci dünya savaşının faturasını Osmanlı çok ağır ödedi. On yedi milyon kilometre kare toprak, küçüldü ve 780 bin kilometre kareye kadar geriledi. Elimizde bir avuç toprak parçası kaldı. Bu toprak parçası ise dünyanın en nadide topraklarından birisi. Şimdi buna da birileri göz dikiyor. Yeniden ülkemizi kendi içinden karıştırmak suretiyle, parçala böl ve yut taktiğini devreye sokuyor. Bundan dolayı her türlü oyun ve desise sergileniyor. Bu vatanın ekmeğini yemiş,suyunu içmiş insanlarını kandırıyorlar , dönüştürüyorlar ve kendi emelleri doğrultusunda kullanma yoluna gidiyorlar. Osmanlı döneminde Türkçülük kullanılırken, şimdi ise Kürtçülük kullanıyor. Kürt kardeşlerimizle uzaktan , yakından bağı bulunmayan insanlar onları kendi sinsi planlarına alet etmek istiyor. Ermenistan’ın I.Dünya Savaşı sırasındaki yaptıklarını hatırlayalım. Doğu Anadolu’da Pontus Rum birlikleri kurmak suretiyle ne büyük zulümler yaptığını unutmayalım. Ülkemizin doğusunu ele geçirmek için yaptıklarını düşünelim. Ermeni mezalimi çok kan akıttı Anadolu’da. Ermenistan’ın yayılmacı politikası hiçbir zaman durmadı. Şimdi ise Doğu’da PKK ile bu hedeflerine ulaşmak istiyor. Ülkemiz büyüdükçe, düşmanları şaşırmaya başladı. Yaptıkları oyunların boşa çıktığını gördükçe artık kahroluyorlar ve uykuları kaçıyor. Kendi kendilerine nerden çıktı bu insanlar? Kim yetiştirdi böylesine teşkilatçı ve yetenekli kişileri ? demeye başladılar. Her şeyi ele geçirmiştik, Türkiye’de her dediğimiz oluyordu. İstediğimiz gibi ülkeyi yönetiyorduk. Kuklalarımızla her şeye hakimdik. Bir işaretimizle istediğimizi cezalandırıyorduk. Tüm güçler bize boyun eğmiş konumdaydı. Neden elimizden çıktı bunlar ? Bu gücü kaybettik demeye başladılar. Evet artık ülkemizde rantçının, darbecinin, tekilcinin sözü değil milletimizin sözü geçiyor. Milletimizin seçtiği milletin adamının liderliğinde ülkemiz yarınlara yürüyor. Kim ne derse desin. Ne türlü oyunlar oynarsa oynasın. Artık insanımız bu oyunları bozacak kuvvettedir. Son bir sıçrayışla hedefine ulaşmak için gün saymaktadır. Şurada 2023 ne kaldı ki. İşte o zaman her şey değişecek. Lozan tarihe karışacak. Kimse milletimize artık bu anlaşmanın maddelerini dayatamayacak. Siz o zaman görün bu ülkeyi. O zaman seyredin bu aziz milleti.