Her şeyi bozmak istiyorsanız tek bozmanız gereken insan. O bozulursa her şey bozulur ve yok olur. Kendisine dünya emanet edilen insan vazife ve sorumluluklarını yerine getirmezse işte o zaman mahlukatın ayarlarını allak bullak eder. Şunu demek mümkündür onun hakkında kainatın çekirdeğidir insan. O eğer Rahman ve Rahim olan Allah Teala’ya teslim olursa ve yaratanın emirlerini yerine getirirse denge unsuru olur. Koruyucu ,gözetici, kollayıcı bir vasıf kazanır. Aksi halde vahşileşir ve kendi arzu ve havasatına göre her şeyi parçalar. Yırtıcı huya bürünür ve yok eder. Her nesneyi kendine, çıkarlarına kurban eder. Sınır tanımaz, dur noktası yoktur. Canilikte ileri gider ve hatti aşar.
Bu yüzyılda aslında asli ayarlarıyla en çok oynanan insandır. Onu bozmak ve itibarsızlaştırmak için var gücüyle birileri çalışıyor. İçini boşaltıp mankurt yapmak amacıyla değerleriyle oynanıyor. Bir kargaşa yaşaması isteniyor. Doğruyu ve yanlışı karıştırmış , helal , haramı hiçe sayan bir anlayışla onu donatma derdindeler. Bunun için sürekli bir çalışma içindeler. Artık sadece şeytan değil bu gün insi şeytanlar da meydanda. Onlar daha çok zarar veriyorlar. Kavramları ve değerleri kendi çıkarları için yönlendiriyorlar. Modern dünyada istenen bu değil mi ? Aşırı özgürlük, doymama, sınırsız haz, mutlu olamama , kanaatsizlik, gelecek endişesi, hırs sürekli aşılanıyor insana. Bunlar öylesine yoğun bir şekilde veriliyor ki insan bir dönemden sonra bunların bir parçası oluyor. Bunlardan kurtulacak , terk edecek bir otama sahip değilse kurtulamıyor. Bu hastalığın pençesinde ömrü geçiyor. O hastalık kişiyi helak etmeye yetiyor ve yok ediyor.
Avrupa’nın bir çok vürüsü artık İslam coğrafyalarında. Bunlar Müslümanların da huyları oldu. Ülkemizde Allah rızasını gözetecek nitelikte bir yaşam eskisi gibi arzu edilmiyor. Bunun için çalışan bir topluluk olmayınca ortaya hayırlı ameller çıkmıyor. Malisef popülerlikten zamanımızda Müslümanlarda nasibini aldılar. Yeni dünya düzeninde kurulan moda, faiz, zina,uyuşturucu, eş cinsellik,tüketim gibi belirleyiciler Müslümanların hayatlarını da yönlendiriyor. Moda uğruna nice değerler yıkılıyor. Hatta iffet yerine göre pazara çıkarılıyor. Başkasına güzel görüneyim diye birileri her türlü maskeyi takmaya başladı. Yani sizin anlayacağınız doğallıktan oldukça uzaklaşılıyor. Kendimiz olamamanın cezasını son dönemlerde hepimiz ailelerimizde görüyoruz. Onların dengelerinin bozulduğunu, günaha daha yakın olduklarını gözlemlemeye başladık. Bu aslında toplumların ne kadar çok tahrip edildiğinin bir göstergesi.
İslam alemi olarak son zamanlarda uğraştığımız şeylere bakın. Ne kadar basit ve sıradan şeylerle hayatımızı geçirmeye koyulduk. Birileri bizim ahlakımızla , akidemizle sürekli oynuyor. Mesela düşünsenize Orta Doğuda DEAŞ öldürürken Allah diyor, ölen de Allah diyor. Ayarları bozulmuş bir topluluk neler yapıyor. Ümmetin imtihanı oluyor. Birileri de geçmiş bu manzarayı gülerek seyrediyor. Müslümanları ne duruma düşürdük , ne hale getirdik, birbirine düşman ettik demek suretiyle keyif çatıyor. Hepimizi farklı iklimlere çektiler. Ümmet bilincini zayıflattılar. Ayrımcılık tohumları serptiler aramıza. Bunu da günahla yaptılar. Bizleri hayırlı amellerden uzaklaştırmak suretiyle bunu gerçekleştirdiler. Şimdi huzuru yakalayamıyoruz. Yetinmiyor ve hep daha fazlasını istiyoruz. Ne dersiniz bizim bize yaptıklarımızı düşmanlarımız yapamıyor.
Allah bu millete dirilmeyi , tekrar aslına dönmeyi, kardeş olmayı, ümmeti kucaklamayı, hata gören değil hata örten olmayı, merhametli , şefkatli , diğergam bir hayat sürmeyi nasip etsin. Ümmet üzerinde oynanan tüm oyunları bizleri şuurlandırmak suretiyle bozsun.