Ülkeler tam bağımsızlığını almadan gerçek manada her şeye hakim olamazlar. Neredeyse yüz elli yıldır ülkemizde aslına bakılırsa bir iç mücadeleyle karşı karşıyayız. Bu mücadele vatanımız açısından her dönemde kritik olmuştur. Yapılan oyunlarla Osmanlı paramparça hale getirilmiştir. İslam Aleminin koruyucu hamisi olan bir güç ortadan kaldırılmış ve onun yerine gücü elinden alınmış pasifleştirilmiş bir devlet kurmak suretiyle ülkemiz içinde daha büyük oyunlar sergilenmeye başlanmıştır. Şu yüz yıllık cumhuriyet tarihinde savaş yapmadık fakat her dönemde yine kendi kendimizi yok etme yarışı içinde olduk. Vatan evladı birileri tarafından her dönemde yanlış yönlendirildi ve kurban verildi. Ülkemizin içinde oyunlar hiç bitmedi. Her yirmi beş yılda bir kırıldı ve bir irade yok edildi. Ülkenin içine sinmiş kalleş gruplar her dönemde oldu ve bu dönemde de var.
İnsanımız bu süreç içinde ak ve karayı ayırt edemiyor. İt izi at izine karışmış bir durumda. Biz ne zaman bir şeyler toparlandı normalleşme var dediysek birileri çıktı ve bunu her seferinde bozdu. Kurtuluş savaşında kaybettiğimiz beyin gücünü millet olarak yüz yılda daha yeni yeni yerine koymaya başlamıştık. Bir nesil yeni ,modern sanatlarda ve ilimlerde yetiştirildi. Bu toplum hareketi neticesinde ülkenin dört bir tarafında , kurumunda, üniversitelerinde insan yetiştirildi. Bir zamanlar koministler okurken, şimdilerde bu bayrağı muhafazakar kesim aldı. Dolayısıyla bu dönemde kurumlarda ve devlet içinde normalleşmeler yaşandı. Bu normalleşme ülkemizde ilerlemeyle taçlandı. Ortak hedef bu süreçte adalet içinde kalkınmaydı. Kim ne derse desin bu gerçekleştirildi. Fakat bu seferde derin güçler rahatsız olmaya başladı. Osmanlıyı parçaladıktan sonra kurdukları devleti her şeyiyle ellerinde tutmayı amaçlayan bu derin yapı insanımızın rahat bırakmadı. Sivil iradenin yönetimi belirlediği her dönemde cumhuriyet tarihimiz içinde hep darbe olmuş veya darbe girişimleriyle karşı karşıya gelmişizdir. Bu nedenle henüz ülkemiz açısından tam bağımsızlık alınmış değildir.
1839 yılından beri bir sistem ülkemizde sürekli deklare edilmektedir. Yönetim erkine ve başka kurumlara hakim olan sinsi güçler her dönemde insanımızı karşı karşıya getirme yarışı içinde olmuşlardır. Propagandada bir kural vardır. Kalabalıklar kontrolsüz gruplardır. Buraya katılan insanlar kimin oyununa geldiğini bilmez. Bu nedenle çok dikkat edilmesi gereken bir süreçle karşı karşıyayız. İnsanımızın demokrasi ve vatan mücadelesi verdiği böyle zamanlarda iç çatışmalara fırsat vermeden direniş ve örgütlenme yerine getirilmelidir. Bir tarafa kin ve nefret söylemlerinin içine girmek böylesine kaos ortamlarında tehlikelidir. Düşman algısıyla sürekli oynanan bu karışık ortamlarda insanımızı yönlendirenler milletimizi yanlış bir yere sevk etmemelidirler. İnsanımızın ayarlarını bozacak ve günlük hayatta panik yaşatacak her olayın önüne geçilmelidir. İşin özü yiğit zor zamanlarda belli olur. Bu dönemler herkes kendi gücüyle bu vatan için bir şeyler yapma gayreti içine girmelidirler. Kimse banane diyemez. Mutlaka duyarlı olmalı ve sağ duyulu hareket etmeliyiz.
Şunu görmek mümkün , ülkemizde bir hesaplaşmayla karşı karşıyayız. Darbe girişimi ardından birileri güç sahibi olurken, birileri kaybetmiştir. Millet Meclisinin bombalanmasıyla aslında mesaj verilmiştir. Millet iradesini birileri istememektedir. Bu nedenle onun tecelli noktası olan meclis bombalanmıştır. Milletimiz eskiye nazaran şuurlanmıştır. Fakat birilerinin oyununa gelmemelidir. Bu şuuru bozacak kişilere fırsat verilmemelidir. Ülkemizi zor durumda bırakacak hiçbir fitnesel yapı desteklenemez. Bir taraftan birileri ötekileştirilirken birileri kahraman edilemez. Bu nedenle iç çatışmaya doğru sürüklenebiliriz. Bundan şiddetle kaçınılmalıdır. Mısır’da yaşanan olaylar iyi incelenmeli ve bundan ders çıkarmalıyız. Marifet meydanlarda kalmak değil, uyanık olmaktır. Devletin ve toplumun her biriminde olan insanımız gözünü dört açmalıdır. Vazifesini en iyi şekilde yapmalı ve zarar veren kim olursa olsun onları ayıklamalıdır.
Sonuç olarak neredeyse bu senaryolar yüz yılı geçkin bir dönemdir bu topraklarda yaşanmaktadır. Her şey çok iyi değerlendirilmelidir. Devlet içinde darbeye,darbeciye, vatan hainine ,kalleşe, görevini su istimal edene yer verilmemelidir. Zafiyet oluşturacak kim varsa temizlenmelidir. Bu vatanın evladı böyle dönemlerde gözünü dört açmak durumundadır. Allah milletimize acısın , bu kadim milleti her türlü beladan korusun ve fitnecinin oyununu bozsun.