Teknoloji, tahmin ettiğimizden daha da hızlı gelişiyor. Bugün için bilim-kurgu olarak değerlendirdiğimiz fanteziler yakın bir gelecekte gerçek olabilir. Büyüklerimiz 70’lerde ‘Uzay Yolu’ dizisini izlerken Kaptan Kirk ve ekibinin ellerindeki küçük bir kutunun kapağını açarak ya da rozetlerine basarak iletişim kurduğunda, 25 yıl sonra küçücük kablosuz cep telefonları kimler hayal edebiliyordu?
Peki, zaman içinde yolculuk mümkün mü?
Herkesin “Geleceğe Yolculuk” filmini anımsamasını istiyorum.
Yakın zamanda “Zaman içerisinde yolculuk mümkün mü?” Adlı bir yazı okudum. Yıllarca aklımdan çıkmayan ve Einstein'in genel ve özel görecelik kuramlarını kullanarak zaman içinde yolculuk olasılığının mümkün olacağı görüşleri çok etkileyiciydi.
İşte bilim insanlarının varsayımlarına dayalı yorumları ve nitelikli araştırmaları sonucunda bu durumun çok da uzak olmadığını, biz yetişemesek de bizden sonraki neslin bu durumu birebir yaşayacağına inanıyorum.
Nasıl mı?
Prof. Kip Thorne bu yolculuğun olası olduğunu öne sürüyor. Zamanın çok hızlı hareket eden bir cisim için durağan bir cisimden daha yavaş olarak geçmesi sonucu oluşan “Zaman Genişlemesi” denilen bir kavramdan bahsediyor. Zaman içerisinde yolculuk 'solucan deliği (wormhole)' ve 'kapalı zamansı eğriler' denilen fenomenler vasıtası ile gerçekleşebileceği, yapılan deneyler ile daha gerçekçi bir hal alıyor. Prof. Thorne, son derece hızlı hareket eden uçakların zaman kavramı içerisinde geleceğin içine uçtuğunu da kanıtlamış.
Geçmişe yolculuk, geleceğe yolculuktan daha zor!
Geçmişe yolculuk için 4 boyutlu uzay-zaman (space-time) senaryoları çerçevesinde ışık hızına yakın hızlarda hareket etmek gerektiği için yapılan hesaplara ve öne sürülen teorilere göre geçmişe yolculuk, geleceğe yolculuktan çok daha zor başarılabilecek bir olaymış.
Bunu başarabilecek teknolojiden henüz çok uzakta olmamıza rağmen, zamanla bunun da başarılmasının mümkün olabileceği öne sürülmekte.
Işık hızına yakın uzay gemisi!
New York Üniversitesi'nden Profesör MichioKaku'ya göre gelecekte planlanan bir uzay gemisi, saniyede 200 milyon metre, yani saatte 12 milyon km hıza ulaştığında, ışık hızına ulaşmak da mümkün olabilecekmiş.
İşte o zaman Einstein'in teorilerine göre “zaman genişlemesi” oluşacak ve geminin içindekiler için zaman daha yavaş geçmeye başlayacakmış.
Tabi, yorumcular da teorik olarak, “Öyle bir uzay gemisinin ışık hızına ulaşmasını dünyadan teleskop ile takip edebilseydik, gemide bulunanlar için zamanın donmuş olduğunu görürdük.” Diyorlar.
Aslında ne kadar hızlı hareket edilirse zamanın o kadar fazla yavaşlayacağı bundan 25 yıl önce Maryland Üniversitesi'nden Profesör CarolAllie tarafından iki atomik saat kullanılarak kanıtlandığını duymuştum.
Deney şu şekilde gerçekleşmiş; Çok hassas saatlerden biri bir jet uçağına konurken diğeri yerdeki hava üssünde kalıyor. Uçağın birkaç saatlik uçuşu sonrası saatlerin zamanları karşılaştırıldığında uçaktaki saatin çok az miktarda yavaşlamış olduğu görülüyor.
Artık, bu olayın uydular ve uzay istasyonu için daha belirli oranlarda olduğu biliniyor, çünkü bunlar uçaklardan çok daha hızlı ve uzun süreler uçuyorlar.
Arkası yarın köşe yazımda…