Yıllar var ki, yaşamına, değer yargılarına, olumlu bakış açısına ve tutarlılığına hayran kaldığım insanlar tanıyorum. Hepsi birer hazine, hepsi birer ışık yoluma. Bu insanların da zamanında benim onları koyduğum yerlere koydukları muhterem zatlar var. Bu o kadar güzel bir silsile ki, umarım gelecekte bizden sonraki nesil de bizim için böyle düşünür.
Bu saygıdeğer insanların hayatlarına baktığımda; hem vefa, hem cefa, hem dost, hem düşman ama her daim öğrenme ve öğretme arzusuyla olgunluğun üstün geldiği bir bütünlük görmüşümdür.
Vefada takılıp kaldım ama. Vefa önemli her daim. Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olmam gerektiğini düşünürsem, vefa baya baya önemli. Her şey bir tarafa, öğrendiklerimi öğretecek insanlara da rastladıysam bu hayatta, o öğrendiklerim bana daha fazla vefa borcu yüklüyor demektir. Çünkü vefasızlık topladığın bütün iyi yargılarını, bütün benliğini, bütün varlığını tek bir sarsıntıda yok edecek kadar acı doludur. Söze gelmez, yazıya sığmaz, gönlü hiçe sayar, ömre cefa dolar. Öyle ki bu da bir silsiledir, gün gelir seni kuytu köşede hiç beklemediğin yerinden yaralar. Sarsan onmaz, sövsen duymaz, öyle acır durur iliklerinde.
Vefasızlık öyle bir şey ki, ateş ve suya benzer sıfatları.
Vefa da öyle…
Ateş olur insan, yana yana yanmayı öğrenir, artık acı hissetmez. Sonrasında kendi korundan fayda sağlamaya, ışığından yararlanacaklar bulmaya, donmuşa çare, ölmüşe eza olmaya niyetlenir. Tabi bunlara ek, tüm benliğini doğaya can vermeye adayan su ile karşılaşmaları da fazla gecikmez. Çünkü gönül dost ister, gönül dosta yakınlık, dosta hayranlık, dosta can, dosta heyecan olmak ister. Ateş ve su birbirlerini bulurlar. Ateş sönmeyi, su kaynayıp buhar olmayı göze almıştır bu niyette.
Ateş öğrendiklerini bir bir anlatır suya. Yana yana, alev alev coşa coşa anlatır.
Su öğrendikçe bilgi hırçınlığıyla savrulur, daha fazlasını ister. Ateş yıllarını verir suyu en mükemmel hale getirir, su ki kendini bulduğunda ancak yeniden çare olacaktır doğaya, yeniden can olacaktır tüm toprağa. Ancak bunun için kendinden geçmeyi, buhar olmayı göze alması gerekir. Eğer su, buhar olmaktan vazgeçerse ateşi de söndürecektir.
İşte insanoğlu da karşılıklı birbirini tamamlarken biri vefasızlık ederse diğerinin canı acır, diğerinin gönlü kırılır, diğerinin ömrü farklı âlemlere yol alır. O değil de en kötüsü bu silsilede vefasızlık sadece cana değil tüm öğretilere, tüm yaradılışlara, tüm evrene zarar verir.
Vefa, yaşamak ve yaşatmak için var. İnsan olmak için, yol olmak için, var olmak için, can olmak için var…
Vefasızlıksa, yok olmak için…
Tüm vefalı dostlara…