Sosyal hayatta, aile içi ve iş yaşantısında kurduğumuz ilişkilerimiz hep belli bir düzen içinde ilerlemekte. Dikkat ettim de, nerede bir pürüz çıksa, altında tutulmayan sözler, tutarsız davranışlar, tutmayan hesaplar, tutuşan beyinler, ya tutarsa diye zannedilenler var.
Davranışlardaki tutarsızlıklar saygının beslediği öz kimliği zedeliyor. Zamanla kendine tutarsız, başkalarına tutarsız, saygı ve güven eksikliğinde bir kişilik doğuruyor. İlişkilerde tutarsızlıktan kaynaklı anlaşmazlıklar ve sorunlar, içsel çatışmalara, bu çatışmalar da hem kendi hayatımıza hem de genel çevremize yansıyor.
Aile içinde, eşler arası ve çocuklarla olan bağlarda tutarsızlık hissedildiği an, güvensizlikle beraber disiplinsizlik de gelişiyor. Duruma göre anlık kararlar veriliyor. Bu kararlarla ailede tutarsızlık, her bireyden farklı seslerin yükselmesine, sürekli değişen fikirlere yol açıyor. Hatta zaman zaman anı kurtarma çabasıyla yalana başvuran bireyler bile oluyor. Bir önceki konuşması, bir sonrakiyle uyuşmuyor. Sonuç itibariyle kimliğini bulmakta zorluk çeken, kişisel gelişimi eksik kalan, bardağa göre şekil alan, kendi olmakta zorlanan çocuklar yetişiyor. Kuralsızlık ve ciddiyetsizlik çocukların gelecekteki rollerini belirliyor.
Sosyal hayatta da sık rastlanılan tutarsızlık örnekleri, böyle netlik kazanamayan kararlarla şekil almış çocukların gelecekteki eseri sanki. Uzmanların davranış bozukluğu olarak da değerlendirdiği tutarsızlık; toplum tarafından yargılanarak sosyal çevresinde yalnızlaşan, içsel çöküş yaşayan, ruhsal açıdan kendisiyle kavgalı bireyleri oluşturuyor. Bu çöküş zamanla kimsesizliğe dönüşüyor. Ne olduğu gibi görünebiliyor ne de göründüğü gibi olabiliyor. Bir deli saçması, bütün hayatını etkisi altına alıyor.
İş hayatında tutarsız davranışlar sergilenmesi ise başta güvensizlik ve tedirginlik olmak üzere, deneyim kazanma problemleri ve disiplinsizlik oluşturuyor. Şirket içi kurallar hiçe sayılıyor, ilişkiler sarsılıyor ve yeni bir oluşum desteklenemiyor. Liderlik vasıflarını kaybeden yöneticilerin güdümünde başarısızlık ve işten soğuma gözlemleniyor. Takım ruhuyla hareket etme becerisi yok oluyor.
Sonuç olarak tutarsızlık, kendi içinde ve başkalarının nezdinde zamanla yok olmaya mahkûm bireyler yaratıyor. Toplumdan giderek uzaklaştırılan, öz saygısını yitiren ve anlaşılma problemleri yaşayan bu bireyler sosyal düzenin ihtişamını bozuyor.
Sağlıklı bireylerin, sağlıklı toplumlar oluşturduğu bir gerçek var. Kendisine karşı dürüst ve kişisel saygısını kazanmış kimselerin bu toplumu oluşturan öğeler olduğunu varsayarsak, özsaygıyı korumak ve kendi içimizde tutarlı olmak, bütün toplumu etkileyen bir oluşum olarak değerlendirilebilir.
“ İlişkilerinizde tutarlı mısınız?” sorusuna verdiği yanıtta en güzelini Yıldız Tilbe ablamız söylemiş zaten; “Tutarlarsa tutarlıyım, tutmazlarsa tutarsızım” diye. Her aklıma geldiğinde gülerim ama doğruluk payını da atlamamak lazım.