Dün ülkemizin 81 ilinde "11 Milyon Ağaç; Bugün Fidan, Yarın Nefes" programı kapsamında gelecek nesillerin daha yeşil bir Türkiye ile buluşması için eş zamanlı 11 milyon fidan toprakla buluştu. Bu çevre bilincinin ülkemizde yaşanması oldukça gurur verici.
Antalya’da hedef; 400 bin ağaç!
Antalya’mız yeşiliyle, mavisiyle, havasıyla, suyuyla bir cennet. Zengin topraklarımızda gelecek için daha fazla yeşile ihtiyaç duyacağız. Gerçekleşen fidan dikme töreninde “geleceğe nefes” diyerek 203 bin fidan dikimi planlanmış ancak duyarlı vatandaşlarımızın desteği ile bu sayı 240 binlere kadar ulaşmış.
Ne mutlu Antalya’ya ki yılsonuna kadar 400 binlere ulaşacağının müjdesi de Mevlüt Çavuşoğlu tarafından verildi.
Memnun muyuz? Evet… Yeterli mi? Hayır.
Öyle güzel bir memlekette yaşıyoruz ki milyonlarla ifade etmemiz gereken ağaçlarımız olmalı diye düşünüyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da aynı fikirde anlaşılan. Antalya’ya 400 bin ağacın yakışmadığını, Antalya için milyonları konuşmak gerektiğine vurgu yapan Sayın Erdoğan, Antalya’da böyle bir potansiyeli görmüş olacak ki, yüreklere su serpti. Tüm Antalya halkı bilir ki, Antalya’mızda arka arkaya yaşanılan yangınlar neticesinde çok fazla nefes kaybettik. Ormanlarımız yanarken içimiz yandı adeta. Gözyaşlarıyla kapkara boşluğu izlemek zorunda kaldık. Bu karanlığa ancak bilinçli vatandaşlarla bir son verebiliriz. Daha fazla yeşil, daha fazla nefes için ağaçlandırma konusunda Antalya’mız sadece proje kapsamında değil, gelecekte de net tavrını ortaya koymaya devam edecektir diye ümit ediyorum.
Kampanya bazı ormancılardan destek görmedi!
‘Milli Ağaçlandırma Günü’nün tarihinin doğru seçilmediğini söyleyen Türkiye Ormancılar Derneği Genel Başkanı Orman Mühendisi Hüseyin Çetin, tüm dünyada ve Türkiye’de 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve Orman Haftası’nın kutlandığını, ağaçlandırma kampanyalarının da özellikle bu tarihlerde olduğuna deyindi. Çetin, “Ağaçlandırma çalışmalarında esas olan fidan dikimi. ’11. ayın 11’inde, saat 11’de, 11 milyon fidan’, güzel bir söylem. Ama biz bunun gerçeklemesini mümkün görmüyoruz. Doğu Anadolu’da eksi 8-10 derece donda fidan dikebilir misiniz, dikemezsiniz. İç Anadolu’da sonbaharda damla yağmur düşmemiş. Kupkuru toprağa fidan dikemezsiniz” sözleriyle ağaçlandırma gününü eleştirdi. “İç Anadolu’da sonbahar kurak gittiği zaman fidan dikimi yapılamaz. Ancak yağış olursa, toprakta bir rutubet olursa ağaçlandırma çalışması yapılabilir.” Diye durumu izah etti. Haklı da olabilir. Türkiye’de fidan dikim mevsimi de olmayabilir. Ama yapılan uygulama, bilinçlenme açısından oldukça önemli bir adım oldu. Eleştirisinde “50 bin – 100 bin fidan dikilse sulanır ama 11 milyonu aynı anda sulayamazsınız” da dedi.
Bu kadar eleştirilerin ardından Orman Bakanlığı’na ve Türkiye halkına güvenmek, sulama zamanının düzenli bir şekilde yapılacağına inanmak istiyorum. Madem bu güzel proje için doğru zaman olmadığı söylemleri de mevcut, o halde emeklerin boşa çıkmaması adına sulama ve bakıma daha fazla dikkat edilmesi gerekir.
Tarihinden dolayı orman varlığına faydasız bir kampanya olduğunu ancak kamuoyunun bilinçlenmesi açısından değerli bulduğunu söyleyen Hüseyin Çetin, dikilen 11 milyon fidanın en az 8-9 milyonun zayi olacağını belirtti.
Umarım her fidan yeşerir, her fidan boy verir, ülkemize nefes gelir. “Diktik, orman oldu” denilip bir köşeye geçilmeden takibi yapılmalı. Bu toplumsal bilinçle ormanlarımıza, arazilerimize, toprağımıza sahip çıkılmalı.
Köylerden kentlere yapılan göçlerle beraber kırsallaşan bölgeler yeniden onarılmalı, canlanmalı, nefes olmalı.
Geleceğimize, evlatlarımıza “Tohumlar fidana, fidanlar ağaca, ağaçlar ormana dönmeli yurdumda” derken, gelecek umutlarımızın hayal olmadığını, gerçekle bütünleşen bir yol olduğunu başımız dik bir şekilde gösterebilmeliyiz.