Bilindiği üzere, çevre kirliliğinin önlenmesi ve çevre duyarlılığı için Plastik Poşetlerin Ücretlendirilmesine İlişkin Usul ve Esaslar 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren yürürlüğe konulmuştu.
Bu sebeple gümrüksüz satış mağazalarının dışında kalan, tüm tekstil, gıda, giyim, elektronik ve diğer toptan veya perakende olarak satış yapan yerlerde çevreyi korumak ve plastik poşet kullanımını azaltmak için 01.05.2019 tarihinden itibaren poşete belli bir ücretlendirme yapılmıştı.
Boyutuna ve muhteviyatına bakılmaksızın adet başına vergiler dâhil 25 kuruştan satılacağı, satış noktalarının en az bir yerinde, kullanıcı ve tüketicilerin rahatlıkla görebileceği bir duyuru olarak ilan edilme zorunluluğu belirtilmişti.
Çoğumuz bu ilanları görmeden poşet başına 25 kuruş ödemeye alıştık tabi, her şeye kolay alıştığımız gibi. Zorunlu olmadıkça, akacak, kokacak bir ürün taşımadığım sürece genellikle keten kumaştan imal edilmiş bez çantaları tercih ediyorum. Niye hala ‘plastik’ demekten de alıkoyamıyorum kendimi.
Hedefimize uygun hareket etmemiz için plastik poşetlerin artık ticarete dökülmüş haliyle mi uğraşacağız? Plastik poşet yerine aynı fiyata belki maliyeti dolayısıyla 1-2 TL’ye keten ya da doğada çözünebilir maddeden yapılan torbaların kullanımı artırılmalı diye düşünüyorum. Hatta aile ekonomisine katkı amaçlı, basit file torbalar, evde yapılabilecek üretimler de ev hanımlarına verilsin. Madem kar elde edilecek, vatandaşa faydalı bir üretimi yine vatandaş kendi emeğiyle, özverisiyle oluştursun istiyorum.
Mağazalar geç kalmadan bu doğal olduğu düşünülen poşet çantaları 25 kuruşa istinaden çok tuzlu bir fiyata satışa koydular aslında. Henüz bana denk gelmedi ama bu durumu yaşayanların anlattığı kadarıyla, plastik poşetleri 25 yerine 50 kuruşa satıp, “Poşetlerin üretim maliyetleri arttı” diyenleri de varmış. Bedelli reklam fiyatına zam gelmiş anlayacağınız. Ayrıca, madem olay aslında doğayı rahatlatmak, plastik kullanımını azaltıp, geleceğe temiz bir çevre bırakmak, o halde gümrüksüz alanlar da dâhil olsun bu sisteme. Her yerde geçerli olsun.
Alışveriş merkezleri ve markalar reklamlarını bizim paramızla yine bize yaptırıyor!
25 kuruşa satılan bu poşetlerin en az bir yüzeyinde çevreci slogan ve sıfır atık logosu kullanılması zorunlu olduğu için bu uygulamayı hemen hemen tüm zincir marketler uygulamış gözüküyor ancak (sap ve körükler hariç) satış noktalarının marka ve logolarının bulunduğu yüzey alanının yüzde yirmisini geçemeyeceği bildirilmiş olmasına rağmen poşetlerde sadece marka taşıyor gibiyiz. Sıfır atık yazısı ya ilgi çekecek boyutta değil ya da anlaşılan olayın ciddiyeti pek fark edilmiyor.
“Vatandaşa parayla kendi reklamlarınızı yaptırıyorsunuz” dediğim mağaza yöneticileri de ya haklı isyanı kabul etmiş ya da gerçekten daha mantıklı açıklamaları mevcut değil. Hatta bazı markalar karton içerikli mağaza reklamının belirgin şekilde göze sokulduğu torbaları da ücretle satıyor. En azından plastik kullanmıyorlar diyoruz ama hedef şaşıyor, olay ticari boyutta farkındalığa dönüyor.
Poşetlerde barkod var ama “dıt” sesini duymak zor!
Çoğu mağazada poşet ister misiniz deniliyor ve poşetlere yerleştirilen ürünlerden yükselen ‘dıt-dıt’ sesinden başka ses gelmiyor. Poşetlerin kimisinin barkodu yok, kimisinin de sesi çıkmıyor! Barkodsuz plastik poşetler ile 09.01.2019 tarihli Usul ve Esaslara uymayan ve satış noktalarının stoklarında bulunan poşetlerin kullanımı için verilen süre 30.06.2019 tarihine kadar uzatılmıştı. Bu verilen süre de dolduğuna göre olayı ticarete dökenlerin iyiden iyiye denetlenmesi şart oluyor… (Devamı yarın…)