Sosyal medya fenomenliğini işi olarak görenler, yerinde duramayanlar, hali vakti yerinde olup da bunu göstermekten büyük keyif alanlar ve planlanmış en mutlu günlerinin parlayan yıldızı olmaktan geri duramayanlar; hepinizi anlıyorum.
Ama,
Bu ülke hepimizin…
Canını dişine takıp; anasından, babasından, yârinden uzaklarda görev aşkıyla var olan askerlerimiz hepimizin…
İster bu vatan topraklarında, isterse dünyanın başka bir ucunda olsunlar, ölen canlar hepimizin…
Biz şehit verdik…
Normalleşme ve kaldığınız yerden devam etme çabanızı anlıyorum ama biz onca canı teker teker toprağa verdik. Ağlayan analarını, bacılarını, eşlerini, çocuklarını göre göre şehit verdik.
Haince bir saldırının kurbanı olan şehitlerimizi sonsuzluğa uğurladık. İçimiz yandı. Eminim herkesin içi yandı. Öyle “Ne işleri vardı orda” gibi Putin konuşması yapacaklar zaten zahmet edip okumasın bile bu yazdıklarımı. Burada siyaset konuşmuyor, particilik gütmüyorum. Giden canların ardından en azından 3 gün saygı duyulmasını istiyorum.
Gün bu nihayetinde. İnsanoğlu her şeye kolay alışıyor maalesef. Normalleşme kanımıza kadar işlemiş medya sayesinde.
Bir kadın öldürülüyor, o gün sosyal medyada top trend oluveriyor. Bir çocuğa tecavüz ediliyor, ortalık o gün yıkılıyor. Bir gencin sokak ortasında hayatı soluyor, bir gün sonra herkes susuyor.
Ve koskoca Türkiye Cumhuriyet’i şehit veriyor, ertesi gün alışılmışlıkların arasında yerini buluyor…
Öyle mi?
Elbette hayat devam ediyor, elbette her gecenin bir sabahı, her hüznün bir sığınağı, her acının bir tortusu, her iklimin bir havası olacak. İlla ki gün güne evirilecek.
Tabi ki güçlü olacağız, dik duracağız. 3 gün yahu. 3 gün bari acıyı sindirelim. Yiten canlara, bayrağımıza, milletimize, ruhumuza olan saygımıza istinaden 3 gün biraz dikkat edelim.
Çok mu zor?
İlla resmi yollarla yas ilan edilmesine gerek yok. Beklemek de saçmalık!
Bir can, bir başka canı elbette anlar. Hele o can bu toprağın evladı, bu vatanın şehidi ise!
Şehitlerimize rahmet, ailelerine ve tüm ülkeme sabır ve başsağlığı diliyorum.