Şimdiye kadar ben nergis kokusu sevmem diyene rastlamadım. 90’lı yıllarda her mahallede mutlaka boş bir arazi bulunurdu. O koca arazinin içinde kimi zaman derme çatma baraka şeklinde bir göz ev, etrafında ağaçlar ve alabildiğince nergis çiçekleri olurdu. Okula giderken öğretmene, eve dönerken anneye götürülen mis kokulu zarif çiçeklerdi nergis çiçekleri…
Hasat zamanı yılın Aralık aylarına denk gelen nergisin anavatanı İzmir- Mordoğan ve Karaburun köyleri olduğu söylenir. Bu yüzden o yörede Aralık ayına“nergis ayı” da denir.
Efsanelere inanma konusunda pek gayretli olmasam da bu eşsiz kokuya sahipsoğangillerden olan nergis çiçeğinin de birçok çiçek gibi mitolojik, eski yunan tanrılarıyla ilişkilendirilen bir hikâyesi varmış. Ben de yeni öğrendim, efsane severler için hemen yazayım istedim.
Efsaneye göre dünyanın enyakışıklı erkeği Narkissos, Karaburun’da yaşıyormuş. Bu güzel ve yakışıklı erkeği kim görse bakışlarını alamıyor, tüm kızlar, hatta periler bile âşık oluyormuş.
Ama bu delikanlı kimsenin aşkına karşılık vermiyormuş.
Bir gün aşkına karşılık bulamayan perilerden biri, Tanrı Zeus’a yalvararak Narkissos’un cezalandırılmasını istemiş.Yalvarışlara dayanamayan Tanrı, perinin bu isteğini yerine getirmiş ve “Başkalarını sevmeyen kendisini sevsin!” Demiş.
Ve bu cezalandırmanın karşılığında erkek güzeli Narkissos, su içmek için göle her eğildiğinde suda kendini görmüş ve kendi kendine âşık olmuş. Kendine bakma aşkına karşı koyamayan delikanlı bir gün kendine bakarken göle düşmüş ve boğulup ölmüş.
Narkissos’aâşık periler sevdikleri yakışıklı adamı sudan çıkarmak istedikleri sırada, sudan hiç bilmedikleri, görmedikleri bir çiçek çıkmaya başlamış. Rengiyle, kokusuyla çok beğendikleri bu çiçeğe aşklarına karşılık alamadıklarıNarkissos’un adını vermişler.
Efsaneye göre çiçeğe verilen Narkissosadı zamanla Nergis adını almış.
Dip not; Psikolojide de ‘kendini beğenme’ dürtüsüne “narsizm” denir; bu deyişin de yine bu efsaneden geldiği söylenir.
Demek ki neymiş, kendini fazlasıyla beğenmek de insanı kendinden ediyormuş. Ama herşeyin aşırısı fazladır, zararlıdır demiyor muyuz zaten.