Hayalle başarı olur mu demeyin…
Bir deneyden yola çıkarak anlatmaya çalışacağım. Üç ayrı basketbol takımını deneye tabi tutuyorlar. Birinci takımın oyuncuları düzenli idmanlarını yapıyorlar ve maça hazırlanıyorlar. İkinci takımın oyuncuları hiç hazırlıksız maç zamanını bekliyorlar. Ve sonuncu takımın oyuncularına maça hazırlanır gibi hayal kurmaları sağlanıyor. Gözlerini kapatıp saatlerce yapacakları çalışmaları hayal ederek ve hayallerindeki hazırlığa inanarak maça hazırlanıyorlar.
Maç günü gelip çattığında, birinci takımın gerçekte çalışarak gösterdiği performansı, üçüncü takım hayal gücüyle yapılan hazırlıkla kazanıyor ve hiç hazırlık yapmayan ikinci takıma göre daha başarılı olup, maçı kazanıyorlar.
Ben bu deneyi geçmiş zaman bir makalede okumuştum. Aklımdan çıkmadı. Kendi hayatımda da başarılı planlara hayal gücüyle ulaştım. Hatta yeni başladığım ‘teknik çizim’ dersinde öğretmenimin verdiği çalışmaları sürekli, gözlerim kapalı bir şekilde zihnimde canlandırdım. Odaklanarak, çizimleri gerçek hayatta da yapıyormuşçasına kalemi tutup, parmaklarım arasında hissedip sayfalarca çizim yaptım. Ertesi gün kalemi elime aldığımda odaklanma yeteneğim gelişmiş ve çizimlerim bir gün öncesine nazaran çok daha iyi olmuştu.
Daha önce de çok soğuk bir havada, parmak uçlarımı hissetmeyecek kadar çok üşüdüğümde yine zihinsel odaklanma ve hayal gücüyle Antalya’mın Temmuz’unda, sahili, güneşi, kuş seslerini zihnimde canlandırdım. Birçok kişinin garibine gidebilir ama parmak uçlarımın ısındığını, kan dolaşımının arttığını ve hafif karıncalanma hissi ile yavaş yavaş ısındığımı rahatlıkla iddia edebilirim.
Zihinsel odaklanmayı sağlayarak bilinçli düşünmek ve düşündüklerini yaşıyormuşçasına inanmak her şeyi daha kolay algılayabilmeye de yol açıyor. Eminim bu söylediklerimi yaşayanlarınız da olmuştur aranızda. Çok özlediği insanları zihninde canlandırarak an içinde onunla bütünleşerek, kaybettiklerimizi yeniden canlandıran bir mekanizmayla karşı karşıya gelmiş olanlar mutlaka vardır.
Var olan bir şeyi düşünsel olarak tanımlama ve bu tanımlamayı tekrar tekrar hatırlatarak yeniden şekillendirme elimizde olan bir durum.
Hatta yaşamadıklarımızı bile hayal gücüyle, zihinsel canlandırmayla gerçek hayatta bütünlük sağlayarak ulaşılabilir bir hale getirmek de mümkün diye düşünüyorum.
Yetenekleri geliştirme de bu bağlam içinde.
Bilimsel olarak beyin öyle büyük bir derya ki, henüz çözümlenememiş kapalı bir kutu.
Hayallerimizde olmak istediğimiz yerleri, içinde bulunmak istediğimiz hayatı yeniden şekillendirerek farklı bir bakış açısı geliştirebiliriz. Bu gelişime inandığımız vakit, gerçeklik olgusuna da ulaşmış olacaktır zihnimiz. Sonuç olarak gerçekliğine inandığımız her şeyi çözümlemek ve hayata aktarım sağlamak da beynimizin bir dehasal yönü diye düşünüyorum.
O halde hayal edin, zihinde yaşayın ve buna inanın. Bu inanç ve zihinsel simülasyonla, imkânsız gibi görünen birçok şeyin, nasıl da hayatınızla bütünleşmiş, nasıl da sizinle bir olmuş, nasıl da gerçeklikle yoğrulmuş olduğunu göreceksiniz. Çünkü beyniniz sizin arzuladıklarınıza yön verecek detayları hayatınıza geçirmenizde en büyük destekçiniz olacak.