Son zamanlarda şehrimizdeki bu rahatlık herkesin dikkatini çekiyor mu acaba? Sanki hiç pandemi yaşanmamış, bu illet sebebiyle ülkemizde 5 binin üzerinde can kaybı olmamış, kimse sevdiklerini kaybetmemiş ve tehlike ortadan tamamen kalkmış gibi hareket ediliyor.
Daha önceki yazılarımda 20’li yaşlardaki gençlerin ve 65 yaş ortalaması üzerindeki vatandaşların dikkatsiz tavırlarının vaka artışını tetikleyeceğinden sıklıkla bahsetmiştim. Burada geçmiş gözlemlerimi de bir kenara bırakacağım çünkü her yaş ortalamasından vatandaşların dikkatsizliği yeterince gözler önünde.
*Toplu taşıma araçlarında maske kullanımındaki azalma ve maskeyi yanlış kullanma artıyor. Sosyal mesafeyi korumak şöyle dursun, normal şartlarda dahi aşılmaması gereken mesafe aşılıyor.
*Otobüslerde imam-cemaat meselesi gibi göreceğimiz şoför- yolcu ilişkisinde, şoförlerimiz kural ihlali yapabiliyor. Maske kullanmayan şoförler kare kare çoğalırken, yolcu kapasitesinin yüzde yüz kullanılmasıyla sosyal mesafe de yalan oluyor.
*Pazarlarda artık ateş ölçülmüyor, pazarcı esnafı maske ile satış yapmıyor ve vatandaşlar da maskeyi sorun etmedikleri gibi domatesini, patatesini mıncıklamaya devam ediyor.
*Çocuklar ve gençler bir arada çok güzel, çok mutlu ancak asemptomatik olan ve bu salgını ayakta hafif geçirenlerin çoğu, gençlerden ve çocuklardan oluşuyor. Dolayısıyla aile büyüklerimize ya da etrafımızda kronik rahatsızlıkları bulunanlara bulaş riski çok fazla. Asemptomatik insanlar belirti göstermediği için, bulaş riskinin vicdani yükümlülüğünü ancak kendilerini izole ederek ve sosyal mesafeyi koruyarak sağlayabilecekler.
*Esnafın çok zor zamanlar geçirdiğini biliyorum ancak küçük esnaflarda yaşanan dikkatsizlik, AVM’lerde de söz konusu. Özellikle satış danışmanı ile alıcı arasındaki diyaloglardaki sosyal mesafe ve yanlış maske kullanımı, kasadaki ödeme işlemleri esnasındaki kasiyer ve müşteri arasındaki yakın alışveriş sonrası hijyen kuralları ihlali…
Antalya’m sıcak, Temmuz ayının henüz başındayız, eminim daha da sıcak olacak. Ancak sıcaklığa güvenip de dikkatsiz davranırsak vaka artışına, dolayısıyla can kaybına da neden olacağız. Kapalı alanlarda, toplu taşıma araçlarında sosyal mesafeyi elimizden geldiğince korumalı, kişisel izolasyona önem vermeliyiz. Sıcak havalarda nemin de çoğalmasıyla maske kullanımının ne kadar zor olduğunu biliyorum. Ama biraz daha sabretmemiz gerekecek. Başta şoförler olmak üzere vatandaş olarak da gerekli önlemleri aldıktan sonra başkalarını uyarmakta gecikmemeliyiz. Yaşadığımız bu zor zamanlarda maddi manevi yıpranmaların da getirdiği tahammülsüz ve fevri davranışlar mutlaka olacaktır. Empatiyle sükûnetimizi koruyarak, birlikte hareket etmek zorunluluğunu unutmamalıyız.
‘Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için’ anlayışıyla hareket ettiğimiz sürece bu sorunla daha kolay mücadele edebileceğiz.
Geleceğimiz ve sevdiklerimiz için daha düşünceli, daha anlayışlı, daha dikkatli ve kendimize karşı daha sevecen olacağımızı umut ediyorum.