Bir bilgeye sormuşlar;
"Efendim, dünyada en çok kimi seversiniz? "
"Terzimi severim," diye cevap vermiş.
Soruyu soranlar şaşırmışlar:
"Aman üstadım, dünyada sevecek o kadar çok kimse varken terzi de kim oluyor? O da nereden çıktı? Neden terzi?"
Bilge, bu soruya da şöyle cevap vermiş:
"Dostlarım, evet ben terzimi severim. Çünkü ona her gittiğimde, benim ölçümü yeniden alır. Ama ötekiler öyle değildir. Bir kez benim hakkımda karar verirler, ölünceye kadar da, beni hep aynı gözle görürler". Demiş.
Yeni tanıştığımız insandan tutun da yakın arkadaşlarımız, hatta ailemiz bile kimi zaman, bir olay karşısında verdiğimiz tepkiden, davranıştan ya da anlık duygularımızdan yola çıkarak aynı durum karşısında hep aynı tavrı sergileyeceğimiz görüşüne haiz olurlar. Tabi karşılıklı olarak biz de böyle düşünebiliriz.
Oysa zaman, durum ve konum bakımından insanın tavır ve düşünceleri canlıdır, sürekli yer değiştirir, olgunlaşır, farklılaşır. Anda verdiğimiz kararlarla doğru ya da yanlış tespitlerimiz sonucunda, kendi içsel yolculuğumuzda yeni bir evreye gireriz.
Bu yeni evrede değişen olgular ve farkındalık, aynı perdeyi farklı açılardan görmemizi sağlar. Verdiğimiz tepki ya da kararlarla yeniden sahneye çıkarız ve bu sefer oyun iki perdelik de olabilir. Bu oyunda karakter hep aynı olsa da üstlendiği roller bakımından sürekli değişen bir oyunculuk performansı sergilenir.
Aile içinde anne ya da babanın belirgin durumlar karşısında alacağı tavra çoktan razı olmuş ve değişim sürecini hesaplamamış çocuklar, aynı durumda aynı tepkilerle karşılaşacağını göz önünde bulundurarak konuyu hiç açmamayı ya da senaryoda değişiklik yapmayı tercih edebilirler.
Anlatım gücünün etkisiyle değişecek olan tavırları hesaba katmadan, belli düşünce kalıplarına yerleştirdikleri ebeveynlerine olayları olduğu gibi aktarmaktan çekinip, doğrulardan kaçabilirler.
Burada bazen anne - babanın da hatası olabilir. Ebeveynler olaylar karşısında sürekli ‘babanız/ anneniz kızar’ kalıbıyla yaklaştıysa, çocuklarda kalıp öngörüler yaratabilirler. Denemekten çekinen çocuklar zamanla etiketlenmiş yargıya alışır ve hayatında hiç tanımadığı kişiler hakkında bile tek bir görüşe dayanarak yanılgıya düşebilirler.
İnsanların düşünce ve fikirleri üzerinden kesin yargıda bulunmak çok anlamsız ve imkânsız bir durum. Her defasında yeniden incelenmesi, yeniden kazanımlarla desteklenmesi gereken bir olgu değişim. Her tekerrürde aynı sonucu alacağınızı düşünerek belli bir çerçeve de inceleyeceğiniz fikirler, gün gelip yer değiştirdiği zaman pişmanlık yaratacak sonuçlar da doğurabilir. Şuan belki de aklınızdan geçiyordur farklı örnekler ama ben de bir tane vereyim.
Mesela geçen sene maaşınıza zam istediğiniz patronunuzdan gelen anlık tepkiye istinaden, patrona belli bir yargıyla yaklaştınız diyelim. Zam konusunda hassas ve net kararları olan, sert mizaçlı, asla dinlemeyeceğini düşündüğünüz bu kişiye, bu sene zam talebinde bulunmaktan çekinir, durumunuzu farklı açılardan değerlendirebileceğini aklınızın ucundan bile geçirmezsiniz.
Hele bir de aynı şartlarda başka bir çalışma arkadaşınızın talebine aldığı olumlu sonucu duymanız, sizi hayal kırıklığına uğratır, üzerinden bir sene geçmiş bir konuyu gündeme getirmediğiniz ve hakkınız olan zammı alamadığınız için yok yere dövünürsünüz. Nereden mi biliyorum, e yaşanmış bir gerçek bu örnek.
Diyeceğim o ki, insanlarla yaşadığınız deneyimlerinizden yola çıkarken değişen ölçüleri hesaplamak sizin elinizde. Ölçüyü alırken de mezurayı nasıl tutacağınız ve ölçüleri nasıl konumlandıracağınız da pek önemli tabi. Tek taraflı düşünememek gerekir bu konuyu. Ölçüyü verirken de dikkat etmek, kasmamak gerekir.
Belki de belli kalıplara girmek ya da o kalıptan çıkmak için elinizden geleni yapıyorsunuzdur, kim bilir. Kimi zaman ‘ben şuyum, ben buyum, bu durum karşısında ben şunu söylerdim, şöyle yapardım’ diyerek dikta ettiklerinize kitlenmiş, kendi içinize hapsolmuşsunuzdur.
‘Olmadan ölmek’ diye buna derim işte. İstediğiniz kalıpları kendiniz yarattıysanız ve sizi diğerlerinden ayırıyor sanıyorsanız, bırakın bu eziyet veren varoluşçuluğu. Hikâyecikte yer alan bilge gibi her defasında ölçünüzü yeniden alan dostlarınıza izin verin, yeniden şekillenin, yeni fikirlerinize bir şans verin.