Sığ suda boğulmayı göze almış bir yavru.
Bacaklarında derman yok, gözlerine ağlamaktan perde inmiş, yüreğinde yıkımlar...
Her adımda yeniden inancını kaybetmiş, sabrı tükenmiş. Çevresinin yarattığı karanlıkta kaybolmuş. Boş vermişliğin hissizlik engeline takılan, aklı gerçeklerle zıtlaşan, duygusal sarsıntıya uğramış bir kız çocuğu düşünün, henüz on altısında.
Tam battım batıyorum derken, kanadında şifa saklı, yardım neferi bir eğitimciyle karşılaşmış. Kızımızın kendini anlatmasına bile gerek duymayan, içinde bulunduğu durumu tasvir edecek şifası tecrübesinde saklı eğitimci, kanadından bir tüy uzatmış yolunu bulamayan yavruya. Yavru, soyutlanmış ruhuna rağmen göz ucuyla bakmış koca kanatlı şifacıya.
Tutunmak istememiş tüylerine, her seferinde çevirmiş yüzünü. Git de diyememiş, kal da. Bu eğitim neferi kuş inancından ödün vermeden devam etmiş kanadındaki tüyleri tek tek önüne sermeye küçük yavrunun.
Anlaşılmanın verdiği güvenle nefes aldığını hisseden yavru, ısrarla uzanan, kamçı gibi tüylere bir seferde tutunuvermiş, yine de “Nasıl olsa o da bırakacak, bir yerde yorulur, taşıyamaz” diye düşünmeden de edememiş.
Ormanda şiddetli yağmur ve rüzgâra rağmen bir o yana, bir bu yana savrulsa da eğitim neferi kuş, bırakmamış elini güzel yavrunun. Önlerinde uzunca iki senelik bir yol, ardında bırakılmış hayaller. Çocuk olmaktan yorulmuş, yetişkin gibi davranmaktan da sıkılmış genç bir fidan…
Anlayacağınız o ki, bir öğretmenin feryadı, ısrarı ve çabasıyla bir evlat kazandı bugün güzel Türkiye’m. Olaylara ve sürece tanık olmasam, inanın bu yazıyı yazarken çok zorlanırdım. Başta çok meşakkatle geçen bir dönemin ardından, şifacı diye tabir ettiğim, benim oğlumun da öğretmenliğini yapmış güzel insan Serdar Irmak sayesinde, bir zamanlar emeksizce değerlendirilen, umutsuz vaka olarak adlandırılan kızımız, bugün üniversiteyi kazanmış, şimdi kendi kanatlarıyla uçmaya hazırlanıyor. Bu gururlu tablo karşısında durumu bilip de duygulanmamak işten değil.
Bu mutlu haberi, kendi kızı gibi sevinçle karşılayıp, benimle de paylaşan, öğrencilerini kendi çocuklarından ayrı tutmayan, bu kızımız gibi onlarca çocuğumuzun hayatına dokunup, ailesine, ülkemize ve geleceğe kazandıran öğretmenime sonsuz teşekkürlerimle…
Şifacı olmak; emek ister, sabır ister, bilgi ister ama her şeyden evvel inanç ve sevgi ister.
Böyle çok eğitim neferlerimizin olduğuna canı gönülden inanıyorum. Öğrencisine bir baba, bir anne şefkatiyle yaklaşan, yaralarını sabırla, itinayla, incitmeden sararken, sorunların üzerini örterek değil, açığa çıkarıp iyileştirerek, inancı yeniden inşa ederek ve öğrencisine sonsuz güvenle bağlanarak hayata kazandıran nicelerine selamlar olsun…