Halk otobüsleri ile ulaşım sağlayanlar bilirler. Baş dönmesi yaşayanların ve tanımadığı insanlarla göz göze gelmekten kaçınan insanların kâbusudur ters koltuklar. Dikkat ettim de ters koltuklar genellikle gençlerin istilasında. Belli yaşın üzerinde insanların pek tercih etmediği, özellikle karşılıklı dörtlü olanlarında çocuklu yolcuların ters tarafına çocuğunu oturtup, düz tarafına kendisinin oturduğu koltuklardır.
Koltuk seçerken bile hesapçı davrandığımız bir dönemde yaşıyoruz. Bulmuşsun otur işte, tersi düzü, cam kenarı, koridor tarafı mı var bu işin. En fazla bir saat yolculuk edeceksin Antalya caddelerinde. Ama kazın ayağı öyle değil. Ya çıkar meselesi haline getiriyoruz ya bacak boyu meselesi ya da psikolojik etki meselesi.
Seçilen koltukların da bir anlamı olmalı diyorum kimi zaman. Boş otobüse biniyorsan tamamen tercih tamamen senin olabiliyor. Hemen hemen her gün tanık olduğum örneklerle kendimce bir analiz hazırladım. Uyar ya da uymaz tamamen benim görüşümle şekillendi bu analiz.
En Ön Koltuklar; Yaşını almış, bel, boyun, sırt ağrısı yaşayan ya da yolunu bilmediği bir memlekette seyahat zorunluluğu olanların tercihidir. Hem şoföre yakındır anında soru sorabilir ve yanıt alabilir, hem de inişlerde ön kapıyı kullanmayı adet edinmiştir(!) kalabalığa bulaşmadan inme şansını yakalayabilir.
Tekli Koltuklar; “Bana dokunmayan bin yaşasın” cıların koltuğudur. “Kimseyi istemiyorum, beni kendi halime bırakın” moduyla vatandaş koltuğa kurulur. Henüz boş görebilmiş değilim.
En Arka Koltuk; "Kimseye yer veremem, zaten buraya gelinceye kadar çoktan yer bulusun, emin ol burada rahat edemezsin, yeterince bunaltıcı.” Dokunma bana ”cıların, garanticilerin ve keyif insanlarının koltuğudur.
Kapıya yakın Koltuklar; “Duracak” düğmesine ve kapıya en yakın koltuklar, hayatın telaşına artık gücü kalmamış, kuralcı ve isyancıların, bir de havasızlığa dayanamayanların koltuğudur. Kapı açılıp kapandıkça derin bir “Ohh” duyarsınız.
En Yüksek Koltuklar; En yüksek koltuklar, fazlaca meraklıların, hâkimiyet kurmak isteyenlerin ve egosunu yanında taşıyanların koltuğudur. Herkesi aynı anda görebilme olanağı sunan bu koltuklar acayip özgüven verir oturana.
Dörtlü Koltuklar; Ah o dörtlü koltuklar. Ona ayrı bir zaman ayırmam gerekiyor farkındayım ama kısaca özetlemek gerekirse; Sosyallikle harmanlanmış, kendisine güveni tam olanların tercihidir. Karşısında kim oturursa otursun sorunlara çare bulacak, anında atılım yapabilecek ve “Bu otobüs benden sorulur” ların koltuğudur. Alışveriş torbalarını sığdıracak yer bulamayan, çarşıda konuşacakları yarım kalmış, çocuğunun elindeki dondurması, simidi henüz bitmemiş konuşkan kadınların koltuğudur. Ortaya alınanlar çantalar büyük bir nizamla yerleştirilir. İlk oturanlar üç kişiyse bile sonradan oturanın okeye dördüncü gibi görülüp konuya dâhil edildiği koltuklardır. Bir de arada çay –kahve dağıtan olsa değmeyin keyiflerine...
Ve gelelim asıl konumuza...
Ters Koltuklar;
Genç arkadaşlarımla sohbet ederken biraz geyik yapalım dedik ve sonuçları kimi zaman mantıklı gelse de aynı zamanda bir sitem, bir isyan da barındırıyordu. Ama trajikomik bir memlekette bu kadarı normaldi. Dörtlü koltuğun ters köşesi sonuç itibariyle hepimizin yüzüne birer gülücük kondurmayı başardı.
“Bu ters koltuklar sizce neden tasarlanmıştır?” Sorusuna, ilk başta ‘olabilir’ dediğimiz ciddi cümleler eşlik ederken, ilerleyen dakikalarda durum tamamen ciddiyetten uzaklaştı.
Nasıl mı, hemen aktarayım…
Mantık dehası; Otobüsün tabanı, vatandaşın daha rahat inip binmesi için alçaltıldı. Bu durumda otobüsün tekerlek üstü kısmı otobüsün içine kadar yerleşti. O ters koltuklar planlanmasa, otobüste 6 koltuk eksik olacaktı. ( Bu durumu ayrıca düşüneceğim)
Sosyetik; Ters gidebilen bir kaç kişi için V.I.P koltuklardır. Tercih etme sebebimdir.
Zıpır; Harika bir yaşlı savardır. Hemen otururum, takarım kulaklığımı. Tüm yaşlılara yer veririm, nasıl olsa oturduğum koltuğu tercih etmeyecekler. Hatta “Ters ama isterseniz buyurun.” Derim. Bu hatırlatma onlarda bir aydınlanma yaratır ve oturmazlar.
Sosyal; Toplum içinde ters koltuklar sayesinde birbirini direk görebilen insanlar otokontrol sağlamaya daha meyillidirler. Daha sakin ve huzurlu bir ortam yaratılır.
Hayalperest şom ağız; Otobüs seyir halinde iken otobüse arkadan yaklaşan bir tehlikeyi ( yaratık, patlayıcı yüklü tır vs. ) o ters koltuktaki kişi görsün ve kamera o adamın yüzüne iyice yaklaşıp o korku verici dehşet dolu yüz ifadesini tüm ülkeyle paylaşabilsin diye tasarlanmıştır.
Müzmin bekâr; Belki hayatımın aşkı tam da karşımda oturur diye yapılmıştır. Belediye artık benim gibileri de evlendirmek istiyor.
Ciddi; Birbirinizin suratına baktıkça belki yaptıklarınızdan utanırsınız diye yapılmıştır.
Bana kalırsa; Geçmişle yüzleşme, geçmişle barışma amacı güdülmüş. Bu hayatın düzü bazen can sıksa da tersi yaratıcılığı geliştirebilir.
Anlayacağınız olay tam bir geyikti. Huzurla ve sağlıkla seyahat edebilmeniz, gönlünüze göre boş koltuk bulabilmeniz dileklerimle…