Kadınların acil ihtiyaçları hiç bitmez, hele bir de benim gibi her şeyi son dakikaya sığdırmaya çalışıyorsanız. Erkekler pek anlamaz ama makyaj malzemesi eksiğimi tamamlamak için acilen bir kozmetik dükkânı arıyordum ki uzun zamandır önünden geçip gittiğim ancak hiç uğramadığım bir mağazaya dalıverdim. Mağazanın girişinde “yaz indirimi” yazıyor. Heyecanlandım tabi, uygun fiyata ihtiyacımı alıp çıkacağım hemen.
Mağaza kapısından içeri adımımı atmamla beraber prensesler gibi muamele gördüğümü inkâr edemeyeceğim. Genel görgü kurallarını ezber etmiş, nezaketleri ve ağdalı Türkçeleriyle hafif resmi hava sezdirmeye çalışan satış personellerine karşı hayranlık (!) duymamak işten değil. Satıcı da alıcı da gayet samimi bir kare içinde yer alırken (biri kameraya çekse eminim öyle görünecektir) önerilen ve bana çok yakışacağına ikna olduğum ürünü elime aldığımda “umarım fiyatı da uygundur” diyerek gülümsedim.
Kendi aralarında bakıştıktan sonra, indirim reyonumuzu da görmenizi isteriz efendim diyerek beni başka bir standa yönlendirdiler. Yaz indiriminden yararlanabileceğimi ve bu indirimli ürünün fiyatının 400 TL’ye indiğinin müjdesini verdiler, ay çok şekerler (!) Artık nasıl sevindiysem, kendi etrafımda manasızca tam tur döndüğümü durduğumda anladım. Şöyle bir mağazayı kolaçan ettim. İndirimsiz ürün de zaten 630 TL’cikmiş. Şaşkınlığım gülümsemeye, gülümsemem şaşkınlığa döndü. “Ben 50-60 TL arasında bir allık almak istemiştim” dedim. Bu sözlerimin hemen ardından prenses külkedisine dönmüş gibi bakışların yanı sıra, o şaşalı gereksiz bulduğum tavırlar da kayboldu. Bir anda sesler büyürken, kulaklarım küçüldü ve o güzel ahu bakışlı satış personelleri birer cadıya dönüştü.
Olay markanın ürününe layık gördüğü ederinde değildi elbette. Evet, bütçemi aştığı doğru, ürünü alma imkânım yok, olsa dahi o kadar yüklü bir meblağı o ürüne vermem. Ancak benim koptuğum nokta mağazanın duvarında oldukça büyük puntolarla, ‘BU İŞ YERİNDE ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞILMAKTADIR’ yazısı oldu. Çalışanlar asgari ücretin belki biraz üzerinde de alıyor olabilirler, üstüne satış primleri de ekleniyor olabilir. Ama sattıkları ürünleri kullandıklarını düşününce oldukça cömert gözüktüler gözüme. Nasıl bir tavırla markayı, ürünü, piyasayı seriverdiler lüks konuşmaların arasında ballandıra ballandıra. Sanki markanın yaratıcısı, isim babası gibilerdi. Kapıdan müşteri olmaktan ziyade birer para gibi gözüküyormuşuz meğer. Meğer paran yetmiyorsa ya da tercihen o paranın yerini başka ihtiyaçların aldıysa fakirmişsin, prenses gibim boşa davranmışlar hissini de yanıma alarak çıktım mağazadan.
Konunun özü, yaz indirimi güzel bir şey, sakın kaçırmayın (!). Asgari ücretle çalışan bir personel kendini kraliyet ailesinden biri gibi gösterirken, sizi de taçlandırıp prenses ilan ediyorsa, prim hesabını unutmayın. Ürünü alamayacak olursanız fakir halinize üzülmeyin. Çalışanlar demo, siz kendi gerçeğinizle ilgilenin.