Sosyal medyada kaç gündür ilgimi çeken bir eleman ilanı var. Belki sizler de rast geldiniz.
“Tekrar iş hayatına dönmek isteyen hanımlar!” Diyerek başlıyor , “Mağazalarımızı evi gibi yönetecek, müşterilerimizi misafiri gibi ağırlayacak ekip arkadaşları arıyoruz.” Şeklinde devam ediyor.
İlgimi çekti açıkçası. Tanınmış, dışarıdan kurumsal olduğunu düşündüğüm, ürünlerini pek çok kez beğendiğim bir mağaza zincirinin ilanı. Etrafımda çocuklarını büyüttükten sonra iş hayatına dönmek isteyen çok yetenekli hanım arkadaşlarım var. İlanı onlarla da paylaşmadan evvel yorumlara bir bakayım dedim. İyi ki bakmışım. Hiçbir şey dışarıdan gözüktüğü kadar mükemmel değildir bilirim ama bu kadarını beklemezdim böyle bir markadan.
Yorumların bir kısmını sizlerle de paylaşmak isterim.
“Siz eleman filan aramayın! Köle arıyoruz deseniz daha iyi. Kaç kişi şikâyetçiydi. Umarım düzeltmişsinizdir.”
“Çalışanlara eziyet eden yerlerden alışveriş yapılmamalı!”
“Neydeyse girdiğim tüm şubelerinde çalışanlar mutsuz ve yorgun. Çok dağınık ürün yerleştirme ve görüntü kirliliği var.”
“Çalışanlarınız bitik durumda, sıra çok hevesli ev hanımlarına geldi. Yalnız biz o yeni yetmelere benzemeyiz. Haklarımızı sömürülürse kıyameti koparırız.”
“Bir kişi 4 ayrı pozisyonda çalışıyor. Ne yaptığını bile bilmiyor.”
“Tuvalete gitmek için izin alınıyor ama izin verilmiyor, yemek dahi yemekte güçlük çekilen bir firma.” Gibi daha ne yorumlar var artık burada paylaşılamayacak boyutta. Ben de şaşkınım. Böyle büyük bir firmanın çalışma şartlarının en iyi düzeyde, motivasyon değerlerinin ve maaşının da yüksek olabileceğini düşünüyordum. Okuduğum yorumlar üzerine çalışanları ile bağlantıya geçtim. Durum hiç iç açıcı değil.
Bu tarz firmalarda sürekli eleman değişikliği sebebiyle personel eksikliği de yaşanmaktadır. Aranan güler yüzün ve samimiyetin baltalanmasına müsaade eden çalışma şartları dolayısıyla firma, sadece çalışanlarında değil, tüketicinin gözünde de güvensizlik oluşturmaktadır.
Firmalar kurumsallık anlayışının, çalışana değer görülen asgari ücretin zamanında yatmasıyla oluşmadığını artık anlaması gerekiyor.
Burada yakın zamanda karşımıza çıkan eleman ilanına yapılan yorumlar neticesinde, bir markanın çalışma prensiplerinin yanlışlığıyla, elemanları işten soğutma, uzaklaştırma, memnuniyetsiz çalışma durumlarından bahsettik. Eminim bunun gibi nice büyük firmalar vardır. Dışarıdan bütün şaşası ile dillere destan olmuş, renkli tasarımlarıyla ve çizgisiyle, yaptığı reklamlarıyla adından söz ettiren nice kurumsal (!)firmalar vardır. Ezdiği çalışanlarının adını anmayacak kadar kendisine has duruş sergileyen ama böyle açıkta kalınca da “iş hayatına geri dönmek isteyen hanımlar” diye diye eleman arayan firmalar.
En büyük reklam, insanın insana bıraktığı değerle sunulur geleceğe. Benden önce bu ilana rastlamış arkadaşım, “Aman arkadaşım, burayı önerip de kimsenin başını yakma. Çalışma saatlerini geçtim, insana insanca bile davranılmıyor. İki arkadaşım çalıştı. Ben iyi ki girmemişim…” Dedi.
Demek ki neymiş, kapağı cildi, rengi güzel diye iş yeri seçilmiyormuş. Aranılan firmalarda öncelik, “İnsana hak ettiği değer veriliyor mu?” Sorusunun cevabı olmalı.
Sonrasında ‘yükselme potansiyeli verilecek mi, yenilenmeye açık mı ‘ gibi alanlar göz önünde bulundurulmalı. İnsanların heveslerini, çalışma azmini ve üretme potansiyelini darbeleyen anlayışla yönetilen firmaların ömrü de kendisini tüketmesiyle tükenecektir.
Her sabah işe giderken umutla adım atabileceğiniz yollar, huzur içinde daima mutlu çalışabileceğiniz bir işiniz olması dileklerimle…