Başika kampıyla başlayan tartışmalara Türkiye’nin sert ve kesin tavrı beraberinde geri adımlar getirdi. Gerekli süre de ve gerektiği kadar kalınacak olan bu bölgede tüm terör örgütlerini temizleme kararı alındı. El Bab operasyonu tüm hızıyla sürerken, kara ordusuyla çok başarılı çalışmalar yapan Türkiye Musul operasyonuna da Dicle kalkanı ismiyle hazırlanıyor.
El Bab konusunda, büyük kahramanlık gösteren TSK mensupları müdahale serisine hız vermiş durumda. Suriye bataklığından çıkmak için her türlü manevrayı deneyen süper güçler gergin bir halde Türkiye’yi takip ediyorlar. DEAŞ militanlarının sahipleri her türlü desteklerini vererek El Bab’a geçiş yapmalarını gizlice destekliyor. Diğer şehirlerden hiçbir direnç görmeden el baba kadar elini kolunu sallayarak gelebiliyorlar. Sur ve Midyat gibi şehirlerde terörist avlayan güvenlik güçlerimiz, başka bir ülkede başka bir şehirde daha büyük bir sınav veriyor.
Aktörleri diğer devletler olan suriye denkleminde yeni eylemler ve yeni saldırılarla karşı karşıya kalan ekipleriniz gerçekte görmedikleri düşmanla savaşıyorlar. Onlar başarmadıkça bizde yeni hassasiyetler gerçekleşiyor.
İşte İzmir işte Gaziantep işte Suriye. Tüm terör örgütleri ve yancıları çeşitli saldırı ve kumpası göğüsledik. Zihnimize sızarak bizi korkuya ve geleceğe dair kaygı yaratma hedeflerinde ilerliyorlar. Her türlü saldırıya rağmen bizden alabilecekleri hiçbir şey yok. El Bab destanına gelince Mehmetçik tüm doğa koşullarına rağmen dünyanın en körü körüne inanmış örgütüyle savaşıyor. DEAŞ’a en büyük darbeyi vuran Mehmetçik El Bab’ta bin iki yüz DEAŞ militanını telef etmiştir. Birde yaralıları vardı en az dört kişi taşır, bu onları en çok etkileyen süreç tir.
Unutmadan söyleyelim ki İsrail bu yaralılara golan tepelerinde tedavi ediyor dedikoduları had safha da. DEAŞ, onurlu bir mücadeleyle karşı karşıya bu sebeptendir ki temizlenecekler. Devamında da bizim çocuklar Irak ordusundan destek olacak ve Musul operasyonu yapılacaktır. Bu da Dicle operasyonu olarak vizyona girecektir. Şimdi buradan soralım DEAŞ’a kim diren diyor ve yarın sıkıntıya girince direnme kaç diyecek olan kim.
DİCLE KALKANI
Köprüden karşı kıyıya Selahattin Samara ve Tigrit çevresinde hareket eden DEAŞ militanları kendi aralarında tiyatro oynadığı sırada el bap tarafına geçişlerini engelleyici küçük bir hamleyle karşılaştılar. Beklemedikleri bir hamleyle karşılaşan terör örgütü sivil halkı kalkan olarak kullanıyorlardı ve biz daha önce El Bab’ta sivil halkın olduğu yerde DEAŞ hedeflerini vurmadık. Onlarda bundan güç alarak ve Türk uçaklarının uzaklarda olduğunu da düşünerek kara sevkiyatına başladılar, havanın da açık olmasının görüş mesafesinin uzun olmasıyla da sevkiyat güvenli ilerleyecekti.
Sevkiyat bölgesinde daha önceden yerleştirilmiş TSK unsurları harekât esnasında hedef işaretlemesi yaptılar. Harekât halindeki unsurlar hiç beklemedikleri sırada rejim tarafından kalkan Rus uçaklarının kendilerine geleceğini düşünmediler ve sevkiyata devam ettiler, akabinde de harekât eden tüm konvoyu vuruldu. İlk anlarda ne olduğunu anlamayan terör örgütü kısa bir süre sonra kendilerini vuran uçakların gerçekte kime ait olduğunu öğrendiler ve kara sevkiyatını durdurdular. Böyle yapılan üç işaretle ve vur operasyonundan sonra El Bab temizliği başladı. Personel takviyesi yapamayan terör örgütü panik halinde canlı rehinelerin olduğu bölgeler doğru geri çekilmeye başladı. Dış işlerimizin yapmış olduğu ve sonuç veren bu toplantılar için on üzerinden on demek gerekir. Emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum. (Devamı Pazartesi günü yayımlanacaktır)