Payitahttan gelen bizim içinde buyruktur. Gönlümüzdekini bilen Allah yine merhameti ile muamele etmiştir. Ömrümüzden al ömrüne kat diye dua edilen bu Alicenap millete kutlu bir armağan olmuştur. Yarından tezi yok, yakınlarımdan başlayarak tüm dünyaya duyurulacaktır. HAMAS’a liderliğim tarih olmuştur. Allah bu ümmete feraset nasip etsin dedi ve misafirlerini selamlayıp yeni gelen talimatı bildirmek için yakınlarına doğru gitti.
Devam edelim… Zamanın birinde başka kutsal mekân, Türkiye Haç Başkanlığı: MEKKE
Otelin lobisinde toplanan kalabalık dost bir havada sohbet etmekteydi. Diyanet İşleri Başkanı kalabalığın biraz daha kendisine yaklaşması için işaret etti. Evet, arkadaşlar sesim arka tarafa ulaşıyor başlıyorum. Allah’ın rahmeti bereketi ihsanı ikramı sizin üzerinize olsun. Bu beldelere hakkıyla gelip hakkıyla dönmek hepinize nasip olsun. Bugün size küçük bir anekdot ile başlayacağım.
Geçmiş yıllarda yani henüz bu görevde değilken, haber kanallarına küçük bir son dakika bildirisi düştü. O dönemki PAPA dünyadaki Müslüman nüfusunun Hristiyan nüfusuna çok fazla yaklaştığı, acilen İslamiyet haricindeki din mensuplarının gereğini yapmak sureti ile önlem almasını istiyordu. O günlerde bu beyanat için çok ateşli tartışmalar yapıyor ama bir Müslüman olarak yapılması gereken hamleyi bir türlü bulamıyorduk. Günler bu üzgünlükle geçerken Diyanet İşleri Başkan yardımcılığına atandım. Zamanın takriben hangi tarihe denk geldiğini siz çıkarın.
Devam edelim…
Yine böyle görevlerimizi tamamlayıp eve döndüğümüz sırada Başkanımızın bana atmış olduğu bir mesaj ile karşılaştım. Hemen bilgisayarı açıp mesajdaki linke ulaştım. Yine PAPA fecaat bir açıklama ile gündeme oturuyordu. Haberde 23 sene Peygamberlik yapan Hz. Muhammet SAV Kılıçla insanlara din değiştirtmekten başka ne yapmış diye soruyordu.
İçimden geçenleri ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Bir süre uyku tutmayınca evden ayrılıp daire ye gitmeye karar verdim. Binaya geldiğimde gördüm ki Diyanet işleri başkanı da aynı huzursuzlukla daireye gelmişti. Biraz sohbet ettikten sonra Papa’ya karşı bir yazı yazmaya karar verdik. Kaleme aldığımız bu yazıyı kimseye sormadan Diyanetin sitesine koyduk.
Artık rahat bir uyku bizi bekliyordu. Sabahleyin olacak olan müdahaleyi üç aşağı beş yukarı kestiriyorduk. Sonuç olarak mesaj gideceği yere ulaşacaktı. Sabah müdahaleler yapılınca yazıyı siteden kaldırdık. Kısa bir süre sonra Vatikan’dan Papalık yetkilileri bizi arayıp Papa’nın Türkiye’yi ziyaret edeceğini söylediler. Bu dengesiz açıklamaya sadece Türkiye karşı yazı yazmış ve Vatikan’da Türkiye’yi ziyaret listesine almıştı.
Bu günlerde bile Müslümanların kanları ile yıkanan bu coğrafyalar mücadele ruhunu kaybetmekte. Allah Resul ’ününün cihat çağrısını unutup tebliğinden geri kaldığımız sürece yataklarımızda ölmemize izin vermeyecekler.
Sözünü tamamlarken on yedinci kafile başkanı kendini göstermek sureti ile konuşmayı durdurmuştu. Diyanet İşleri Başkanı gel deyince ona doğru yürümüş ve elindeki kâğıttan okumaya başlamıştı.
Sayın başkanım Türkiye’deki arkadaşlar imamlara gönderilecek olan genel hutbenin içinde bir maddeyi tekrar size teyit ettirmem için ısrar ettiler. Bu maddede kurban derilerini cemaatlere değil Türk Hava Kurumu gibi birimlere bağışlamamız gerektiği yazıyor. Siz tekrar teyit ediyor musunuz diye sordu. Başkan biran duraksadıktan sonra gerekçesini söylemeksizin hutbenin böyle irat edilmesi gerektiğini ve herhangi bir yanlışlık olmadığını söyledi.
Gerekçesini bugun bile bilmediğimiz Fetöcü olmayıp ta sağlam çıkan cemaatlere neden böyle bir engelleme yapıldığını merak etmekteyiz. TASAVVUF yolunda hizmet eden insanlara topyekûn saldırı olurken yangına körükle neden gittiğini merak etmekteyiz. Hac dönüşünde hutbeye müdahale ettiği gerekçesi ile kimse görevden alınmadığına göre, haksızlık etmişte olmuyoruz. Peki, Diyanet İşleri Başkanı Sayın GÖRMEZ bu hutbeyi bile isteye yaptırmış olabilir miydi?
Nasılsa bir gece uyuyamayıp bir yazı kaleme alacak, bizde cemaate değil cemiyete adam kazandıran bu topluluklara, neden böyle bir müdahale yapıldığını öğreneceğiz.