Ah bu savaşlar, savaşlardan söz eden adamların çokluğu yeryüzünde... İnanır mısın yüreğimi acıtıyor desem, inanır mısın "kim savaştan ve ölümden söz ederse" zalimlerden bir zalimdir dediğime...Ama öyle işte, kim savaşlardan söz ediyorsa, kim çocukların ve annelerinin ölmelerini görmezden geliyorsa zalimlerden olmuşlardır...
Öyle çok konuşmakla, çok yazmakla, çok tarifler etmekle, sağcıyım demekle, solcuyum demekle, hatta iman ettim demekle de, olmuyor bu işler... Yeni dünya, yeni dünya düzeni insanı kendi çıkarına göre terbiye etti, yeni insan ne yaptığının ne söylediğinin nasıl yaşadığının, nasıl zalimlerden olduğunun farkında değil...
Kendini kandırmayı, kendine yalan söylemeyi sevdi günümüz insanı...Ne aşk umurunda, ne sevda, ne din, ne iman ne kitap...Tanrının yeri almak çabasında aldı da...Kendini Tanrı yerine koydu insan bu çağda... Bu çağ ki kardeşim, bu çağ "çığlıklarını duymaz oldu" sürgün yemiş babaların, ve çocuklarının ölümüne şahitlik eden annelerin...
O zaman ne önemi var, hayır demeleri bazı kişilerin, veya ne önemi var bazı kişilerin evet demelerinin...Yangın ve yoksulluk fena vurdu içimizden bazı insanları...Utançlarından evlerine gidemeyen babalar ile dolu, yaşadığımız şehirlerin sokakları...
Bundandır on yıllardı bir kaç adım bile ileri gidemeyişimiz... Bundandır ülkenin üstünde kara bulutların dolanıp durması...Mum ışığında kalmayı tercih edenler, ışıktan söz ettiler durdular, hep kandırıldık birileri tarafından... Oysa yüreğimiz iyi gelmeliydi birilerine, birilerinin üşümesin azaltmalıydı... Ağzımızla değil yüreğimizle konuşmalıydık, yüreğimizle yazmalıydık yazdıklarımızı...
Ama olmadı, ama beceremedik, ama önemsemedik insanı...Şehirlerin ölümünü seyrettik, çocukların ölümünü de...Ve kuşların, ve ağaçların, ve evlerin...Evlerimizi öldürdük önce, evlerimize merhamet ve vicdan taşıyamadık...Evlerimiz hep yukarıdan baktı, şehrin yoksullarına, yani bizim yoksul bıraktıklarımıza, sistemin yoksul bıraktıklarına...
Uzaktan, uzaktan konuşmak, uzaktan uzaktan yazmak, uzaktan uzaktan görünmek işimize geldi, işlerine geldi kimi efendilerin... Ondan derim...Konuşunca yürekten konuşmalı insan, yazarken yürekten yazmalı, sözü yürekten olmalı...Aşkı sevdası yürekten olmalı, daha ötesini nasıl diyeyim?
İçimizi, dışımızı sözlerimizi, eylemlerimizi yeniden inşa edelim...Yeniden yüzümüzü aydınlığa dönelim...Çoğaltalım insan yanlarımızı, yeniden inşa edelim yıkılan insanlık duvarlarını...Yüreğimize dönelim, onun sesine kulak verelim...
Aldırma kimin ne dediğine...Sen kendine, kendi yüreğine dön işte...Yoksa aldanmaya, aldatmaya devam edeceğiz çocukları...