Önce İbrahim üstüne bir kaç söz... İbrahim benim olmayan yol arkadaşım, varmış gibi yaparak konuştuğum, kendisi ile ülke üstüne, şehirler üstüne şiir üstüne dertleştiğim, sırdaşım gönüldaşım işte...
Yani İbrahim sensin kardeşim... Kim kimler "bu yazıları okuyorsa" onlar benim İbrahim adındaki dostlarım, kardeşlerim, yoldaşlarım, dert ortaklarım... Afganistan ne hale düşürüldü, bir hatırlayalım... Yazık ediliyor Müslümanlara ve Müslüman ahali bir birine yazık ediyor, kafirlerin tezgahına malzeme olarak...
Yan yana kaç ülkenin adını yazarsanız yazın, "bak bunu çıkaralım, bu ülkenin düşmanı değildir bu ülke"" diyeceğimiz birisi olmayacak o listede... Kendimize en yakın bildiğimiz İran bile kendince hesaplar içinde... Hepsi, el birliği, etmişler gönül birliği etmişler, hesap birliği etmişler, ülkemizin canını yakmak için uğraşıyorlar...
Bakın ülke diyorum, bu topraklar diyorum, İslam diyorum, ezan sesi diyorum, çocuklarımızın yarınları diyorum... Yoksa bana ne, o partiden bu partiden... Zaten çoğunun ayarının batılılar yapmakta bunların, Amerika yapmakta... Anlayalım artık, Siyonizm ile el-ele olmayanların yaşama şansı yok...
Apaçık ortada her şey... Neden kendimizi kandırıyoruz "batılılar ve Siyonizm ve büyük şeytan Amerika" kocaman bir ahtapot gibi sarmış bu ülkeyi... Çok eski günlerde kırılmış, kırılması gereken bardaklar... Bazı büyüklerimiz "çok eski günlerde" onların ellerine bırakmışlar, onların insafına...Ama şimdi onları yeniden gündeme taşıma zamanı değil zaman...
Anladığımız kadar, bir bu günün işi değil bu olanlar... Yüz sene, yüz elli sene geriye gitmemiz gerek gerçeği bilebilmemiz için... Elli sene altmış sene geriye gitmemiz gerek, mesela Marşal yardımları aldığımız günlere en azından...
Biz bu güne, günümüze dönelim... Sahi kim çıkarıyor bu siren seslerini, maksatları ne, ne yapmak istiyorlar... Bu ülke bizim kutsal barınağımız, insan kendi barınağının yıkılmasın ister mi? Ama istiyorlar, ama ne olursa olsun diyorlar, yıkılırsa sevinecekler bile var... Yok mu, siz bilmiyor musunuz bunların varlığını?
Bu haber vericiler, bu yazıları yazanlar, bu sevinç çığlığı atanlar, kimlerin çocukları? Oturup düşünmeyelim mi, bu aziz ülkenin yarınları için, çocuklarımızın yarınları için, camilerin ve ezanların yarınları için...
Bazılarımız fark etmese de, kadınlarımız ve çocuklarımız korkuyorlar bu haberlerden... Kendilerini Suriyeli kadınların çocukların yerine koyup korkuyorlar... Bende korkuyorum... Ülkem adına, özgürlüğüm adına çocuklarım adına ve topraklar uğruna şehit düşen yiğit insanlar adına, bende korkuyorum...
Çünkü fena halde ses çıkarıyorlar kafirler ve onların yerli ortakları...
Hoşça kal kardeşim...
Umudunu azaltma, ama direnmeyi de unutma zalimlere karşı...