Kainatın Rabbi Aziz Peygamberi Hazreti Muhammed'e (sav) böyle der, İnşirah ayet 1 de... Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi? Demek göğüs genişliği çok önemli bir insan için... Önce insanı göğsünün geniş olması lazım, kalbinin ve yüreğinin geniş olması lazım, ve oralar da herkese bir yerler olması lazım, herkesin bir şey bulabileceği, sığınabileceği, tutunabileceği, gözlerinden istifade edebileceği, ellerine dokunabileceği bir insan yani...
İnsanlardan öteye, bütün canlılara, kuşlara martılara, karıncalara, ağaçlara çiçeklere de... Deme "insan kime yetecek" hangisine yetecek hangisine dokunacak, kalbine hangisini alacak, göğsüne kimi sığdıracak diye? Hele bir denesin, hele bir hazır olsun, hele ben her kese yeterim, herkesin elinden tutarım, herkesin sofrasında ekmek olurum, su olurum demesini bir denesin insan hele...Işık olmayı aklına bir koysun, apaydınlık olacaktır yürüdüğü yollar...
Allah o insanın bütün yollarını açacaktır, bütün adımlarını büyük ve çok edecektir, ve kollarını kocaman edecektir, kollarını çok edecektir, yeter ki, insan insanı kucaklamayı istesin... Yeter ki, insan insana koşmayı, insana iyi sözler etmeyi, insanca ve sevgiyle bakmayı, kardeşçe yanında olmayı bir denesin...
Yeter ki, göğsünü ve kalbini açık kılsın insan, başka bir insana...Yeter ki, dinlesin, dinlemeyi bilsin Allah'ı, ve Aziz Peygamberleri...Hele bir kulak versin Muhammed Mustafa’ya (sav), ne çok kocaman olacak insanın kalbi, ne çok kocaman olacak yüreği...
Sonra sofrası, sonra gözlerindeki aydınlık, ve ellerindeki bereket...İnsan önce ellerinin bereketli olmasın istemeli Allah'tan, ellerini alışık etmeli yoksullara, yetimlere ihtiyaç sahiplerine dokunmaya...Ellerini alıştırmalı kuşlara yem atmaya, karıncalara su...
Düşeni kaldırmaya alışmalı insanın elleri...Üşüme, sen üşüme diyebilmeli sokaklarda üşüyen bir çocuğa... Ağlayana neden ağlıyorsun demeyi bilmeli...Merhem olmalı gösterdiği yaralarına...Akşamdan kalma iyilikler olmalı ceplerinde insanın, ihtiyaç duyduğunda dağıtacağı...
Ama zaman, zaman öyle değil...Dünya ve içindeki insanlar öyle değil...Kimseye umutsuzluk taşımak istemem, ama ülkemizin insanı öyle değil...Öyle değiliz çoğumuz, çoğumuz kendini, kendi çıkarını, yalnız kendi evini kendi işini, kendi servetini düşünür oldu...Yeni ve pahalı bir arabaya sahip olma düşleri görmekte çoğumuz....
Elbette, iyi adamlar iyi insanlar iyi kadınlar var bu ülkede...Kalbini göğsünü başka insanlara, yolda kalmışlara ihtiyaç sahiplerine sürgün yemişlere açan güzel insanları var bu ülkenin... Ama sayıları çok az...Her yere herkese uzanamıyorlar...Çünkü gidecek uzanılacak varılacak, nasılsın denilecek o kadar çok insan var ki?
Nereden nereye mi geldik?
Yok öyle değil aslında, kimseyi kırmadan edelim diye sözümüzü...Evet biz kendimize bakalım önce, kendi evlerimizin içine, kendi ceplerimize...Ne kadar doğru bir hayatımız var ona bakalım...Haram ve Helalin sınırlarını "kendimiz mi çiziyoruz, yoksa Allah'ın çizdiklerine mi uyuyoruz?" ona bakalım...
Ve sonra insanlara, kardeşlerimize, kardeş bildiklerimize, yoksullara yetimlere ihtiyaç sahiplerine ne kadar yakınız, onu gözden geçirelim... Göğsümüzde ve kalbimizde ne kadar insan barındırmasını becerebiliyoruz, ona bakalım... Hele bir sona ersin siyaset üstüne yapılan kavgalar...
Hele bir dağılsın kara bulutları siyaset dünyasının...Hele bir insan taşınsın gündeme, ne bileyim yazarız başka şeyler... Yağmur renginde yazılar mesela...
Hoşça kal aziz insan...Unutma ar damarı çatlayan bir dünyanın çocuklarıyız biz...Allah'ın ipine tutunmazsak yok olup gideriz...