Elbet te böyle konulara girmek bir hayli zor. Çok zor insana “sen önce sözü kirlettin” demek günümüzde. Sözde “kirlenir mi?” diye soran bile olur kim bilir. Zaten yeni çağ da, yani bu zalim, ve karanlık çağda “çağın insanı” dini ırkı ne olursa olsun “hiçbir günahı” işlediğini, işleyebileceğini kabul etmiyor.
Ama ne yazık insan “bütün kutsallarını terk eden” yalnız kendini beğenmiş kişi şimdi. Zaman, zaman kendini Tanrı yerine koyan, her şeyi kendinin yaptığını sanan, her şeye gücünün yettiğini sanan. İnsan en çok günümüzde yazık etti kendine.
Oysa, kendi arzusu dışında işlenmiş bile olsa “bir çok günah, bir çok suç” kendi vebali insanın yaşadığı zaman diliminde. Yaşadığı kentin sorumlusudur insan, ve vebalini taşıyandır. Vebalini taşıyandır sokağında aç yatan bir insanın, kendi umursama sada. Haksızlıklar karşısında, karanlık kişilerin karşısında, zalimlerin zulmü karşısında, adaletsizlikler karşısında, yapılan yağmaların, yapılan talanların karşısında “susuşlarının” nemelazımcı tavırlarının “vebali” şimdi başına gelenler insanın.
İyiliklerin, iyi adamların, iyi söz söyleyen kişilerin “yanında olmayışının” vebali insanın şikayet ettiği her şey çağımızda. Veya ayetlere kulak tıkayışının vebali bilirse çektikleri.
Evet, “başka alanlarda olduğu gibi” günümüzde “en çok sözünü kirletti insan” önce sözünü karanlık zalim ve acımasız etti. Sözünü çirkin etti, sözünü ahlaksız etti, sözünün nereye varacağını bilmez oldu.
Yani önce sözde başladı ahlaksızlık. Bütün kötülükler sözle, sözü kirletmekle başladı yeni insanın hayatında. Her türlü küfrü bilmek, her türlü küfrü etmek “bir maharet sayıldı” çağın insanı tarafından. Çağın insan küfürbaz, çağın insanı şeytanlaşmış bir halde.
En çok küfür annelere edildi, yine annelerin doğurduğu kişiler tarafından. En çok küfür, “en ağır en galiz küfürler” kadınlara edildi “yine kadınlara eş olduğu, kadınlara evlat olduğu kadınlara sevgili olduğu sanılan” erkekler tarafından.
Kimileri erkekliğin merkezinin küfür etmek olduğunu sanacak kadar çirkinleştiler yeni çağ da.
Yazalım yerini bulsun sözlerimiz. En çok siyaset, ve siyasetçiler kirletti sözlerini. Küfür etmeyi “siyaset yapma sanan” zavallı adamlarla karşı karşıyayız. Ve onlar “bu küfürleri karşılığında” ülkenin hazinesinden maaş alan zavallılar aslında, haram yiyenler, ve ahaliyi geri zekalı sanan cahiller.
Aslında ne çok edecek söz var bu konuda, ne çok “yazıklar olsun” diyecek kişi var sağımızda solumuzda, veya Ankara sokaklarında.
Uzun ettim biliyorum. Konuyu CHP genel başkanı olan zavallı adama getirecektim, getiremedim bir türlü. Bir türlü diyemedim diyeceklerimi. Zira onların anlayacağı hiçbir söz kalmadı kitapların sayfasında “nasıl” söyleyelim? Nasıl diyelim “kalbiniz çok kirlenmiş” diye. Kalbi kirli adamlar “kirli sözler, küfür dolu sözler ederler” diye nasıl diyelim. Nasıl diyelim “bu ülkeyi çok kirlettiniz” diye. Yeterin sizin yüzünüzden çok karanlıkta kaldık biz. Yeterin dayanılmaz karanlıklar çoğaltıyorsunuz ülkenin üstüne. Yeterin kadınları bu kadar aşağıladığınız. Daha sizi dinlemek, daha sizi duymak istemiyoruz. Anlayın ve bilin kalbiniz çok kirli, çok kirli elleriniz. Hem kadınlarımız, hem çocuklarımız sizden korkuyorlar. Sizi dinlemekten sesinizi duymaktan korkuyorlar.
Ülke insanı korkuyor “bir gün o karanlık günler” geri gelir mi diye. Son kez, bir kez “iyilik yapın bu ülkeye” ve susun. Geri alın küfürlerinizi, sözlerinizi geri alın.