Evet kardeşim "bu vakitlerde, bu ülkede" acı olan ölmemiz değil. bu ülkenin çocuklarıyız biz "yeri gelince" ölmesiini biliriz bu topraklar için. Bilmeyenler ise "zaten" bu topraklara ait değildir.
Ve bu topraklara ait olmayan çok adam var aramızda. Bu topraklara ait olmayan çok kadın var. Çok parti var bu topraklara ait olmayan. Çok cemaat var "hangi ülkeye ait belli" değiiler. Kimisi İrancı. Kimisi Suriyeli. Kimisi Amerikalı. Çok var bunlardan, ve yazık ediyorlar bu ülkeye. Bu topraklara yazık ediyorlar. Yeni doğacak bebeklerin geleceklerine geleceğine yazık ediyorlar...
Evet aç kalmamız değil acı olan, ya da işsiz kalmamız. Esiz kaldık çoğumuz doğru. Çoğumuz kiralarımızı ödeyemiyoruz doğru. Çok yorgun adamlar olduk doğru. Ama bunların hiç bir değil acı olan. İftarımızı da, sahurumuzu da yapabiliyoruz çok şükür. Çok şükür ezanların çağrısına kulak verenleriz. Ekmeğimizi paylaşmaya hazır yüreklerimiz var çok şükür.
Yenildik kimi zamanlar doğru. Çok fazla yaralarımız var "kimseye" gösteremediğimiz, gösterirken utandığımız. Varsa var ne yapalım? Bu toprakların çocukları ne yaralarla yaşadı. Ecdadımız ne çok savaşlar verdi "biz" burada kalalım diye. Biz adam gibi adamlar olalım diye. Kitaba sahip çıkalım diye. İslam'a sahip çıkalım diye. Kardeşliğimiz devam etsin diye.
Hepsi kabulümüz bizim. Zira bu toprakların çocuklarıyız biz. Bu topraklar ki "medeniyetin" asil yurdu. Asıl acı olan kardeşim/acı olan. Bunca alçak, bunca hain, bunca iki yüzlü, bunca merhametsiz adamla birlikte yaşamak. Bunca hainle birlikte yaşamak acı olan. Bu kadar çok "din tüccar ile" birlikte yaşamak acı olan. Şehirleri yağma eden, dağları yağma eden, denizleri yağma eden "ve kendilerini" tanrı sanan adamlarla birlikte yaşamak acı olan. Onlar ile aynı havayı solumak, aynı geceyi paylaşmak, aynı güneşin altında olmak acı olan.
Yoksa "asla şikayetçi olmayız biz" başka acılarımızdan.
Anlatabildim mi kardeşim?