Nasıl diyeyim sana, gelip nasıl anlatayım bizler ya Muhammed (sav) bizler "yani senin ümmetin olan bizler" ne hallere düştük diye? Gel gör, biz bir birimize nasıl düşman olduk diye nasıl diyeyim? Birbirimizi öldürüyoruz, bir birimizi eziyoruz, güçlüler güçsüzleri eziyor diye nasıl diyeyim? Bu bir utanmazlık olmaz mı? Ama ya Muhammed (sav) utanacak halimiz bile kalmadı.
Artık utanmayı bile unutanlardan olduk, senin yolunda olmadığımız "seni seviyoruz diye" yalan söyleyenlerden olduk, bir birimizi kandırmaktan çekinenler de değiliz. Ama sana gelmem gerek, demem gerek utanmaz yanlarımızı. Yokluğunda ne hallere düştüğümüzü demem gerek. Arz etmem gerek sana şikayetlerimi.
Yoksa bu acıların, bu zulmün, bu yok oluşların ortasında yaşanacak gibi değil. Yaşanacak gibi değil bu şehirlerde, şehirler "çok canımızı acıtıyor bizim" bari bunu sana söylemem gerek. Ve şikayet etmem gerek "kimi ümmetinin" başka ümmetlerine nasıl zulüm ettiğini.
Elbette diyemem "ya Muhammed (sav) bu ne iştir?" diye. Çünkü bu işlerin böyle olmasını biz istedik, çünkü dinlemedik seni, seni örnek almadık kendimize. Kendimize bile çok yalan söyleyenlerden olduk. İçine düştüğüm yangınların büyüklüğünü ben de, bilmiyorum. Ama bir yolunu bulup "gelip sana" derdimi sıkıntımı anlatmam söylemem lazım.
Ve senin ümmetin Ey Muhammed!
Senin ümmetin bir birine düştü şimdilerde, gelirsem "nasıl derim" bunu sana? Nasıl derim kimisinin zalimlerin safında, kimisi Mazlumların safında diye. Başka kimileri hep zalimlerin yanında diye? Kimisi çok yoksul, kimisi çok aç yine, diye nasıl söylerim? Neden dersen "nasıl anlatırım" sana bu acıyan yanlarımızı?
Kimisi barınacak bir yer aramakta sokaklarda, yatacak bir kuytu yer, kimisi korunaklı evlerde oturmakta "şehirlerin" en görkemli yerlerinde, nasıl derim? Ama hepsi seni sevdiğini söylüyorlar, hepsi senin yolunda olduğunu söylüyorlar, burasını nasıl derim. Olmaz böyle şey "benim ümmetim bu kadar, bencil, bu kadar sorumsuz ve zalim olamaz" dersen, ne derim ben?
Ya da sen bir gelsen. Gelsen de " bir daha desen" kim doğru yolda, kim yanlış yolda "gözlerimizin içine bakarak" bir söylesen. Yoksa Muhammed! Yoksa, bu ölümlerin, bu fitne hallerin, bu açlıkların, bu tok yaşama sevdasının sonu gelmeyecek. Sonu gelmeyecek çocuklarımızın çığlıklarının, annelerin ağıtlarının. Sonu gelmeyecek bu savaşların, bu kavgaların.
Ve bir birimizi öldürerek tükeneceğiz en sonunda. Bir birimizi suçlayarak çoğalacağız, çoğalsak bile. Hani gelsen de, bir kere daha desen yanlış yanlarımızı. Dini İslamı ve kitabı bir daha dinlesek senden. Sana binler selam olsun. Binler selam olsun yetimlerine ümmetin, ve yoksullarına.
Allah'ında bir hesabı vardır diyenlere de..