Aziz insan, benim Müslüman kardeşim. Artık iyi bilmeliyiz ki “bu dünya, bu dünya yurdu, bu dünya evi “insanı” çok fazla kirletti. Kimsenin kimseye “fazlaca” söyleyecek bir şeyi yok “hep birlikte” kirlendik bu dünya yurdunda. Hep birlikte azalttık iyi yanlarımızı, hepimizin merhameti, insafı azaldı, aydınlık yüzümüz, veren elimiz azaldı.
Farkında mısınız? merhametlerimizin azaldığının, İnsafımızın azaldığının ve veren ellerimizin azaldığının farkında mısınız sahi?
Azalmasaydı, azaltmasaydık “bu kadar acımasız bakabilir miydik yoksullara? Bu kadar acımasız görebilir miydik ihtiyaç sahiplerini? Miskinleri “kentin serserilerini” bu kadar sahipsiz bırakabilir miydik azalmasaydı?
Dağları taşları ormanları ağaçları bağları bahçeleri “bu kadar acımasızca” talan edebilir miydik? Hatırlamaz mıydık “her canlının, her dağın her ağacın her dalın her serçe kuşunun Allah’ı anıp zikir ettiğini? O zaman bunların yok etmenin adı kıtal değilse “nedir” kitaba göre? İman ettiğimiz dine göre “nedir” bunun adı? Hazreti Muhammed (sav) “ne dedi” sahi bu konularda? Ne çok unuttuk Muhammed’in (sav) dediklerini?
Biz kardeşim “biz” bu yeni dünya da çok yanıldık, biz çok günah işler yaptık yeni dünya da umursamadan? Allah “ne der?” demeden ne yasakları deldik, ne çok günahlar işledik, ne çok gönülleri yakıp yıktık, ne çok fazla üzdük kadınlarımızı, annelerimizi, ve tüm anneleri.
Ondan derim bu ramazanlar, bu oruç günleri “her birimiz için” birer çeşme olsun günahlarımızı yıkayacağımız, kirlerimizi yıkayacağımız. Gelin bu çeşmenin kıymetini bilelim. Olur ya “gelecek yıla” çıkamayabiliriz, “iyi” yıkayalım kirlenmiş yerlerimizi bu oruç çeşmesinden. Kalplerimiz çok kirlendi biliyor muyuz?
Yüreğimiz kirlendi, sözlerimiz düşüncelerimiz kirlendi. Çok fazla kirlenmiş bir ayakla dolaşıyoruz şimdi sokaklarında şehirlerin. Üzülmeyin “böyle söyledim diye” kirlenmiş kalpler ile giriyoruz çoğumuz camilere, dünyayı da yanımıza alarak giriyoruz, bankaları yanımızda taşıyoruz camilere girerken. Ceplerimizde faizli işler görmüş kağıtlarla, vadeli yatırılmış para cüzdanlarıyla giriyoruz.
Nasıl da duymazdan geldik Aziz Peygamberin “faizin her çeşidi, her türlüsü haramdır” dediğini? Yazık oldu bize, kendimize yazık ettik. Kalplerimize yazık ettik, çocuklarımıza yazık ettik. Onları helal ile haramın arasında bıraktık. Varsın kimileri kendilerini kandırsınlar “bizler” bu günahları işleyenlerden olduk kardeşim.
Bundan derim bu ramazan günlerinde, bu oruç günlerinde “bir vahiy çeşmesi olan bu oruç çeşmesinden” yunarak, kendimizi temizleyerek, günahlarımızı temizleyerek, çıkalım diye. Anlayalım “bir gün” gideceğimizi herkesin gittiği yere. Yaptığımız bütün işlerin “bir yanı” harama çıkıyor yeni dünyada. Her birimizin bir yanı zalim, bir yanı haksızlık ediyor birilerine.
İnkara ne gerek var “en azından bir gözümüz hakkı ve hakikati görmek istemiyor” bir gözümüz doğru bura demeye çalışırken.Kulaklarımız gerçeklere “kapanmış” bir halde bir çoğumuzun. Bir şeylere sahip olmak için, bir yerlere yükselmek için, bir yerlere varmak için “daha iyi evlerde oturmak için” daha pahalı arabalar binmek için “bir sürü yanlış hesabın” içinde dolanıp duruyoruz çoğumuz.
Faizin “faiz olduğunu bile-bile” uydurma fetvalardan medet umuyoruz. Haramın “cehenneme yol yaptığını” bile-bile haramlar içindeyiz. Çok kirlendik kardeşlerim, çok fazla günahların işleyenlerindeniz her birimiz. Gelin, ihmal etmeyin, umursamazlık etmeyin “hepimiz etmeyelim” gelen bu oruç çeşmesinde doya-doya yıkanalım. Uzun-uzun yıkanalım. Tam temizleninceye kadar yıkanalım.
Bir kere daha Ramazanınızı kutlarım. Ramazan bize bereket ve barış getirsin.