Kim onlar dersen? Kendilerine yalnız Allah’ı dost edinenler. Doğru yol yalnız Allah’ındır, ve Ona aittir diyenler. Yalnız Allah’ın kitabını rehber edinenler kendilerine. Kendilerini her daim Allah’ın gözetimi altında kabul edenler.
Yeryüzünde, gök yüzünde Hakimiyet sahibi “yalnız Allah’tır” diyenler işte. Kardeşleri olan insanlar “açken” aç kalanlar, kardeşleri üşürken üşüyenler işte. Ve sofraları her bir mazluma ve ihtiyaç sahibine açık olanlar gün yirmi dört saat.
Biz onlara Allah dostları diyoruz. İslam en güzel bir dille söz eder bunlardan. Tarihin her alanında Allah’ın dostları diye anılır bu kişiler.
Düşünelim bakalım “Allah’a dost olanlar, Allah’ın dost kabul ettikleri” yanılırlar mı hiç? Onlar yenik düşerler mi dünyaya, ve dünya nimetlerine? Mesela yenik düşerler mi saray gibi evlere? Lüks arabalara binme sevdasına yenik düşerler mi sizce. Düşerler dersek onları incitmiş olmaz mıyız? Onları kırmış olmaz mıyız? Ya da onları kendi karanlığımıza çekmiş olmaz mıyız? Ve onlar hiç eksi söz ederler mi, hedefine varmayacak sözler ederler mi sizce?
Ve biz “ahali olarak” sanıyor muyuz ki “onlar da” bizim gibi sıradan insanlar? Hayır dostum “iyi ki onlar var” biz tanımasak ta, biz bilmesek te onlar var. Yeter ki varlar, yoksa çekilir miydi bunca zulüm? Dayanılır mıydı bu büyük karanlığına dünyanın?
İşte onların her biri “zaman-zaman” bizi uyarırlar ve derler ki bize “Siz ya da başkaları olsun “kim olursa olsun” Allah’ın kitabı olan Kurandan söz ederlerse, Kuran okumadan söz ederlerse, veya ederseniz, yani “daha başkalarına” Kuran anlatırlarsa, ve ya okumadan söz ederlerse, veya siz kendiniz O kuranı okursanız “bilin ve asla unutmayın” bu eylem içinde olan her insan, her Kuran okuyucusu, her Kuran anlatıcısı “önce kendi” ya da kendiniz “O kitabın” yasak dediği her bir şeyi, günah dediği her bir şeyi, yapmayın dediği “her bir eylemden, her bir günahtan” uzak olmalısınız.
Yani Kuran ile baş başa kalmaya niyetlendiğiniz zaman “Kuranın dediklerine uygun” bir hayatınız olmalı. Özetlersek, Kuranı okuyan, ya da başkalarına anlatan insanların her biri Kurana uygun yaşamalı, bunu kendine bir sevda edinmeli, bir dert edinmeli kendine. Kendinin uygulamadığı kurallardan söz etmemeli başkalarına “Kuran” adına bile olsa.
Yoksa yapılan her şey, söylenen her söz “O kitaba” yapılan bir edepsizliktir, bir saygısızlıktır Kurana yapılan. Daha ötesini söylersek “kitap ile” dalga geçme halidir, o tutum.
Şimdi durup dururken neden yazdık bunları öyle ya?
Zira günümüz de “bu davranış biçimi” fena vurmakta çoğu insanı. Sanki yeni bir moda “kimilerince” Kuran okumadan söz etmek. Yeni bir öne geçme biçimi Kuranı anlatmak başkalarına. Üzülerek dersek, günümüzde pek çok var bunlardan.
Ondan derim: Gelin Allah dostlarının dediği şeyleri dikkate alalım. Gelim kitap ile baş başa kaldığımız zamanlarda “o kitaba” uygun hayatımızın olup olmadığını bir daha düşünelim. Korkmuyorsak bile utanmayı bilelim Allah’tan. Taşınamayacak kadar çok yalan biriktirdik kendimize. Sözlerim canını acıtsa da “gerçek bu” düşünürsen göreceksin.