İnsanların, ve Müslümanların yenik düştükleri saçma sapan bir düşüncedir "bunu yaparsam" ahali ne der, insanlar ne der, akrabalar, ve yakınlar ne der, putu.
Evet, kendisine yenik düştüğümüz, onsuz olmaz sandığımız, her şey her düşünce, her varlık "bir puttur" insan için. Çünkü dünya adına bazı yenilgiler, insanı insan olmaktan, insanı iman etmiş olmaktan öteye götürür. İnsan farkında olmadan yeni putlar edinir kendine. Ve edinilen her put Allah'ın yanına, hatta önüne konmaya çalışılan bir şirktir.
Ve iman ettiğimiz İslam "şirkin her türlüsünü ret eden, kabuul etmeyen" bir dindir. Yalnız Allah'a sorumlu olması gereken insan "hayata, sonra kendine sorumlu olma bahanesi ile" bu sorumluluğun kaynağını" Allah'a has kılmazsa, inançlarına, kitaba has kılmazsa, kendince bahaneler bulur "ve bu bahaneler" Allah'ın dedikleri ile örtüşmez, hatta onun önüne geçerse, yanlış işler yapmış şeyler yapmış olur insan, insan kendine yazık eder.
Evet, insanın "ben bunu yaparsam, veya yapmazsam diye soracağı tek merci" Allah olmalıdır, sonra kendi vicdanı ve kalbi olmalıdır. Yoksa yaptıklarımızın, ve yapmadıklarımızın "hesabının sorulmasını" başkalarına, ahaliye çevremize, ve yakınlarımızın "ne derler" demesinin insafına bırakırsak "çok fazla hata eden olur" insan, çok fazla yenilen olur, ve sonunda kendinin "bir şey bildiğini sanarak" yıkılır gider bir yerlere.
Ve bu gün insan "yaptığı eylemlerin, yaptığı işlerin" doğruluğunu, yanlışlığını Allah'a sormadığı için, İslamın onayına sunmadığı için "çok yanlış yapmaya" devam etmektedir, ne yazık. Hayatımıza müdahil olan şirk davranışlardır "bu başkaları ne der diye" düşünmemizin sonucu olarak, yanılgılara yanlışlara günahlara düşmemiz. Ve bu yanılgılar her daim insanı, insanın güzel yanlarını, insanın iyi yanlarını eksilten. Günümüzde çok eksildi insan, dünyalık taraflarımız çoğaldıkça "manevi yanlarımız" çok eksildi. Görme gibi bir endişemiz olsaydı görürdük, bunun böyle olduğunu.
Zaten bu işe, bu yaptıklarıma, bu işlediğim günaha, bu biriktirdiğim haram mala "Allah ne der" demeyip de, başkaları ne der, demeyi öncelemek "o başkalarını" Allah'ın "ne derine tercih ettiğimiz için" kendine yeni bir put edinmiş oluyor insan. Ne yazık bu yeni yeni butları "çok sevdi" insan. Para putu, servet putu, dünyayı kutsama putu, lüks yaşama putu. Sonra lüks evler, lüks arabalar, çok fazla eşya edinme filan işte.
Bir şeylere doğru yerden bakmalı Müslüman, ve gözü kulağı bu işe "Allah ne der de, olmalı. Bugün darmadağınık olmamızın, bu kadar savrulma mızın, bu kadar sıkıntı içinde olmamızın, bir birimize bu kadar yabancı olmamızın, evlerimizde, yuvalarımızda huzur olmayışının, evliliklerimizin yürümeyişinin nedenlerinin "en başında" başkalarının ne derlerini düşünmemizdir. Her alanda başkaları yönetiyor insanı yeni dünyada. Evlerimizi bile başkalarının istediği şekilde dizayn ediyoruz, öyle değil mi?
Çağımızda insanların çok fazla kısmı "hatta her birimiz" başkaları ne der, diye düşündüğümüz için başımıza "bunca sıkıntı bunca bela" gelmiştir. Başkaları için giyinmeye, başkaları için lüks yaşamaya, başkaları için, lüks arabalara binmeye, başkaları için, daha büyük evlerde oturmaya çalışan "bir toplum oldu" bu gün insanlar. Başkalarının takdirini, ve övüncünü kazanmak için, başkalarına daha ihtişamlı görünmek için yaptığı bir çok yanlış iş var insanın. Ve bu yanlışlar yüzünden hep sıkıntıda insan. İnsanın hayatının, parasının, servetinin, ibadetinin, sofrasının bereketi kalmadı.
İnsan insandan kaçar hale geldi. Kimse kimseye güvenmez bir halde. Evlerimizi en yakınlarımıza bile açmaktan imtina eder olduk. Kimse kimseye inanmıyor. Ve insan bir yarış içinde başka insanlar ile. İşte bu yarışın sonunda kazandığı her şey yeni putu'dur insanın. Çünkü bu yarışlar "başkaları ne derin" gölgesinde yapılıyor. Gelin başkaları ne deri bırakalım "Allah ne der" sorununu soralım kendimize. Sahi Allah ne der "içinde bulunduğumuz" bu halimize?
Hayatını bu sorulara adayanlara selam olsun.