Hayatımızın her alanında olduğu gibi kardeşlik söylemlerimizde de, söz ile fiillerimiz birbirini hiç tutmuyor. Konuşup söylediğimiz, yazıp çizdiğimiz, hiçbir sözün, hiçbir eylemimizin oturduğu sağlam bir zemini yok dersem sakın kimse bana kızmasın.
Hoş, bugün içinde bulunduğumuz manzara, Ay gibi parlak ortada duruyorken nasıl kızacak birileri bana böyle yazdım diye? Sözün ortasına gelmeden yazayım ben, ve okuyucu olarak sende düşün, şimdi biz, yani bu dinin inanmış bireyleri olarak Müslümanlar, O kutsal kitabın, ve onun öğretmeni sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in (SAV) bize anlattığı, ve bizim kardeş olmamız için mutlak o kurallara uymamız gerektiğini anlatırken, şimdi biz o İslam kardeşliğinin neresinde duruyoruz sence?
Zira biz inanan insanlar olarak, “Müminler ancak kardeştir” diyen bir dinin mensupları olarak şimdi biz, bir birimize kardeş muamelesi yapabiliyor, bir birimizi kardeş görebiliyor, kardeşimizin derdiyle dertlenip, onun sevinci ile sevinebiliyor muyuz? Bütün bu soruların cevabını vermek için acele etme, düşün biraz, ve kalp terazisinde tart, kararını o zaman söyle.Evet biz inanan insanlar olarak, bir birimize karşı kardeşlik görevini yapıyoruz, ya da “sen haklısın” yapamıyoruz diye?
Kendi hayatımıza asıldığımız gücün, binde biri kadar olsun, kardeşlerimizin hayatına asılıyor, onların var olma gayretine destek vermek içimizden geçiyor mu? Yüreğimiz de maya tutmuş, ne kadar kardeşlik bilincimiz var, ve ne kadar kardeş olduklarımızın, kardeş bildiklerimizin, ve Kitabın “Siz bir kardeşler topluluğusunuz” dediği insanlar ile ne kadar ilgiliyiz, onlar ile ne kadar maddi, ve manevi bağımız var?
Kardeş, olmak bizce ne demek? Mesela sence ne demek? Rabbimizin “Müminler ancak kardeştir” buyurması, ve sen bu buyruğu nasıl anlıyorsun? Doğru anlıyorsan, kardeşlerine karşı bu kadar nasıl katı ve duyarsız olabiliyorsun? İnancımıza göre, ve Rabbimizin emri ile biz kardeş olmuşsak, nasıl bir kardeşlik bağı bu böyle? Sen benim yüzüme, bile bakmak istemiyorsun, bende, yolda görsem, sana selam vermek istemiyorum. Söyler misin? Bu yolun sonu nereye kadar gider, ve bu yolun sonunda Rabbimizin rızası olur mu? Bir birimizden ne kadar uzak kalacağız böyle?
Şimdi, birlikte oturup, birlikte düşünelim. Bu kardeşlik kavramı kimleri, ne şekilde kapsıyor? Nice kardeş kıyımı yaşadığımız, bu zalim dünya da, zalimlerin dünyasında, biz nasıl bir tavır içinde, nasıl bir bilinçle, bu büyük yanlışları çözmeye çalışacağız?
Hayata bakan bir yüzü olmayan, kardeşlik söylemlerinin bize bir faydası dokunur mu? Görmüyor musun, topyekun yok edilmeye çalışılıyorlar, topyekun öldürmeye çalışıyorlar bizi yer yüzünün her yerinde? Yanlış mı düşünüyorum, bana yüreğinle konuşur musun? (Devam edecek...)