Evet bundan dolayı "durup anlatmamız gerek" bir şekilde kötülerin varlığını çocuklara, kadınlara da. Çünkü hem çocuklar hem kadınlar "en çok mağdurudur" bu anlayışın. Sonra yoksullara, fakirlere, göçmen olmak zorunda olanlar, sürgün yiyenlere, ölüme yatanlara "söylememiz gerek" bir şekilde yeryüzünde bir çok insanın darda olduğunu, ama bu onların kendi suçları olmadığını. Yeryüzü kafirleri, yeryüzü canileri "böyle olmasını istediği için" dünyanın böyle olduğunu, ülkelerin böyle olduğunu, savaşların bundan çıktığını filan.
Tamam denizlerde "bu gemilerin çokluğu hayra alamet değil" ama siz umudunuzu yanınızda taşıyın demememiz gerekir o insanlara, daha başka bir şey yapamıyorsak. Tamam bu savaş uçakları ölüm kusuyor kusmasına da "biz yine iyilerden olmanın" gayreti içinde olalım dememiz gerek bir birimize.
Çünkü iman etmek, Allah'ın kudretini tasdik etmek bunu gerektirir, öteki dünyanın varlığına inan bir insana. Yazalım duyulsun bilinsin "hayra alamet değil" şehirlerde var olan camilerin yanında aş evlerinin olmayışı. Yoksa yanlış bir şey mi dedik bu konuda. Sizce öyle olması gerekmiyor mu?
Tamam ben bir şey demeyeyim "sen bir şey söyle" nasıl olacak bu işler? İslamın ön gördüğü bir toplum mu bu toplum, bu nasıl bir anlayıştır böyle? Şu inşa edilen gökdelenler var ya, işte bu evler bizim kutsallarımız yok etti. Merhamet girmiyor evlerimize, kardeşlik girmiyor, ve vicdanı yok beton duvarların. Sokakların vicdanı yok.
Bütün bunlardan "bize ne" diyenler ile işimiz yok, onlar canlarını sıkmasınlar. Ama bilmek isteyenlere sözümüzdür "kutsal metinler, kutsal kitaplar" bize ne diyenleri hep kınadı, ayıpladı onları. Hiç bir peygamber "bize ne" demedi hayatlarında insan adına. Unutmamalı insan "insanım" demenin bir bedeli var, ve iman ettim demenin de.
Yok mu? Bedel ödemeden insan mı olunur, insan mı kalınır bedel ödemeden? İman ettim demekle "iman edilmiş olmaz" der yine kitap. Bir insan "başka bir insan kardeşinden" bu kadar uzak kalmamalı. Bir birine bu kadar yabancı kalmamalı insanlar. Ve acıları bu kadar yenilenmemeli insanın. Biz yaşıyorken "bu kadar çok çocuk ölmemeli" savaşlarda, vede şehirlerde.
Bazı insanlar bu kadar kimsesiz kalmamalı, başka insanların var olduğu bir dünya da. Gelin bir birimizin dilinden anlayanlardan olalım. Gelin ellerimiz, ellerimizde olsun bir birimizin. Nihayetinde birer yolcuyuz bu dünyada, bari yol arkadaşı olmayı becerelim, olmaz mı?