Ne çok büyüdü şehirlerimiz, sokaklarımız caddelerimiz, ne çok büyür gibi oldu, büyür gibi oldu ülkemiz. En azından öyle olduğunu söylüyorlar siyasetçilerimiz "ülkemiz büyüdü" diyorlar. Eski ülke değil ülkemiz diyorlar, ve kendilerince güzel sözler ediyorlar.
Belki umut vermeye çalışıyorlar, belki de, böyle yapmakla kendilerini teselli ediyorlar. Bu fırtına, bu soğuklar geçer demeye getiriyorlar bel ki. Aslında onlar da biliyorlar çok savrulduğumuzu.İyi ki biliyorlar, ya bilmeselerdi.
Belki, haklıdırlar da "kendileri" baktıkları yerden. Belki, onların kast ettiği bir başka değişimdir ülke üstünde. Mesela ülkenin yollarının çoğalmasıdır onlara göre iyi şeylerin olması. Ya da hava alanlarının sayısının artmasıdır. Veya şehirlerin kalbine dikilen beton yığını binalardır. Ve ben bu binaları hiç sevmedim, şeytansı bir yapı geldiler onlar hep bana.
Kim bilir belki de, milletvekili maaşlarının artması da, bir gelişmedir onlara göre. Ülke büyüklerinin bir bildikleri vardır, bunları böyle söylemekle.
Ama bize göre, yani sokaktaki insana göre, bir işsiz adama göre, bir işsiz kadına göre. Veya olaylara başka yerlerden bakan birine göre, kutsal kitapların dediklerine göre, peygamberlerin insanlara öğretmeye çalıştıklarına göre "hiç ama hiç" değişen yeni bir şey yok ülkemizde, güzellik adına.
İyilik adına,insan adına, din adına, İslam adına değişen bir şey yok. Sokaklarımızda çoğalan camiler adına değişen bir şey yok. Ne çok vaaz edilirse edilsin, ve hutbeler ne anlatırsa anlatsın değişen, değiştirdiği bir şey yok, bu işlerin.
Kuşlar adına değişen bir şey yok şehirlerde. Ne kuş sesi kaldı ağaçlarda, ne sokaklarda çocuk sesi. Çocuklarımızı sokağa bırakmaktan korkan bir nesiliz şimdi, bir birinin canını yakmaya çalışan. Önce samimiyeti unuttuk biz, bir insanın nasıl olması gerektiğini unuttuk, insan kalma diye bir derdimiz de, yok. Söyleyenler söylediklerine kendileri inanmıyorlar öncelikle.
Yoksa değişen bir olsaydı "her gün akşamları haberlerde" bu kadar kötü haber verilir miydi? Bu kadar kadın cinayeti, bu kadar hırsızlık, bu kadar dolandırıcılık, bu kadar hainlik haberleri verilir miydi? Değişen yanlarımız olsaydı "bu kadar çok yalnız kalır mıydı" insan sokaklarda?
Evlerde bu kadar çok yalnız kalır mıydı anneleri babaları? Sahi neden değişmedi insan, bunca söze rağmen, bunca kitaba rağmen? Neden bu kadar sorumsuz olmaya devam etti, kendini kutsayarak? Neden bu kadar kendini düşünür oldu "dinlediği ve duyduğu" bunca iyi şeye rağmen?
Doğru şehirlerimiz büyüdü, yollarımız büyüdü ve çoğaldı. Serveti büyüdü kimi adamların. Evlerin kapısında pahalı arabalar da çoğaldı. Ama olmayan, büyümeyen bir şey var bu ülkede. İnsan kalbi için bir şey yapamadı, imanı için bir şey yapamadı, ve kendini inşa edemedi. Bu nedir?
Neden daha yakın değil insan Allah'a, ve diğer insanlara? Neden bu kadar azaldı sokaklarımızın vicdanı? Aslında "sorarsanız" bende bilmiyorum. Sadece canım acıyor olanlara "size de" bir sorayım dedim, hepsi bu. Sahi yeni bir değişiklik var mı, hayatında insanın? Mesela "eskiye göre" daha mı, fazla insan yanlarımız?
İman ettiğimizi söylediğimiz dine "daha mı" fazla bağlıyız? Haram ve helallere karşı daha mı duyarlı olduk? Değilsek, neden değiliz?
Ne çok soru var, kendimize sormamız gereken.