Aziz insanlar “yani kardeşlerim” gelin hep birlikte “bir zaman bizim olan “ve sonra” bizi bırakıp giden iyilikleri, iyi davranışları iyi halleri, iyi ahlakı iyi işleri iyi kardeşlikleri iyi dostlukları, iyi evleri iyi sözleri, güzel namazları samimi duaları” yeniden geri çağıralım, bu oruç günlerinde.
Gelin yeniden onlar ile barışalım, onlar olmazsa hayatımızın “daha çok” karanlıkta kalacağını, şehirlerin karanlıkta kalacağını, evlerimizin karanlıkta kalacağını, çocuklarımızın “daha çok” eksilip azalacağımızı bilelim.
Bilelim dualarımızın azalacağını. Dualarımızı azalttık biliyor musunuz, dualarımızı çok azalttık. Bu televizyonlar var ya kardeşim “bu televizyonlar, bu zalim haberler, bu rezil filimler” dualarımızın azalmasına neden oldu. Öyle olmadı mı sence?
Farkında mısınız? Çok azaldık, çok eksildik, iyi yanlarımız gidince, güzel namazlarımız, samimi dualarımız “gidince” kupkuru kaldık gecenin gündüzün ortasında.
Gelin bu oruç günlerinde bunun nedenini anlamaya çalışalım. Anlamaya çalışalım, kitabı ayetleri kutsallarımızı “neden” önemsemediğimizi.
Hayatımızda onlar olduğu zaman (yani kaybettiklerimiz, geri çağırmamız gerekenler) bize geri dönerlerse “daha iyi bir insan olacağımızı, daha iyi bir Müslüman olacağımızı” kalbimizin daha aydınlık olacağını, ellerimizin daha hayır işlere uzanacağını, ayaklarımızın daha aydınlık ve bereketli yollarda yürüyeceğini yeniden hatırlayalım.
Bilelim “onları geri çağırsak” bereketin, insafın, merhametin şefkatin yeniden bizi bulacağını. Ne çok ihtiyacımız bunların hepsine bu savaş günlerinde kimi insanların.
Hatırlayalım bir zamanlar sahip olduğumuz “ne güzel” ahlakları, ne güzel davranışları, ne güzel sözleri, ne güzel bir insanı” kaybettiğimizi.
Biz şimdi olduğumuz değiliz.
Biz ümmeti Muhammed’iz (sav) “yani çok inanan, çok iman eden, çok ahlaklı, çok merhametli, çok insaf sahibi, çok yardım eden iyilikte bulunan” insanlardanız. Daha anlaşılır dersek onlardan olmamız gerekliydi her daim.
Sahi ne oldu bize? Sahi elimizdeki kitabın ne kadarına iman ediyoruz. İman ediyorsak “neden” Allah’ın yasak kıldığı günahları işlemekten korkmuyoruz? Biz eksildik kardeşlerim. Ahlakımız eksildi, iyi yanlarımız, iyi davranışlarımız, iyi sözlerimiz eksildi. Merhametimiz insafımız, yamaya çalıştığımız iyi işler azaldı. Gerçekten bilmek istersek biliriz bunun böyle olduğunu.
Eksildik ki, sofralarımızın bereketi eksildi, paramızın bereketi eksildi. Daha kötüsü var mı? Sevgimiz eksildi başka insanlara. Birbirinden nefret eden bir topluluğun arasında yaşıyoruz şimdi. Bir birini aşağılayan. Bir birini küçümseyen.Bir birinin kuyusunu kazan. Bir birinin düşmesinden, yıkılmasından sevinç duyanlardan oldu çoğumuz.
elin “hep birlikte” bizden uzaklaşan bu iyilikleri geri çağıralım. Gelin kendimizi yeniden inşa edelim bu ramazan, bu oruç günlerinde. Soframızı bereketli kılmanın yolların arayalım. Kendimize bir yoksul bulalım “gücümüzün yeteceği kadar” yakınlarımızdan. Selam vermeyi çoğaltalım, merhaba demeyi de. Bütün insanların Allah’ın kullarından bir kul olduğunu unutmayalım. Başkalarının kusur ve günahlarını araştırmanın bize bir yarar sağlamadığına inanalım. Kuşlara yem atalım, kedilere mama. Mesela bir sığınak yapalım kuşlara bir ağaçta. Yaşlı kadınlara “bir ihtiyacı olup olmadığını” soralım. Namazlarımızı namaz gibi kılalım. Dualarımızı çoğaltalım, bütün ümmeti katalım dualarımıza. Evlerimizde “ne kadar fazla eşya varsa” olmayanlara verelim seve-seve.
Ne bileyim işte. Gelin kendimizi Müslümanca yeniden inşa edelim. Ve kadınlarımızı asla üzmeyelim. Unutmayalım Aziz Peygamber (sav) “Kadınlar Allah’ın size bir emanetidir” buyurur.
O emanete ihanet edenlerden olmayalım
Binler selam her birinize.