Hepimizin bildiği gibi “şimdiler de” yeryüzü yangın yeri gibi. Her yanımızda savaş çığlıkları çoğalmakta, ve Ortadoğu bir “ölüm tarlası” insanlığın gözünün önünde. Böyle zamanlarda ne yazılır, ne söylenir, muhatabına ne anlatılır “doğrusu” çok biliyor değilim. Kalbi olanların, insanlık adına derdi olanların işi zor yani. İşimiz zor kendimizi kitaba muhatap kılmışsak.
Bildiğimizi sandığımız “bir çok şey” bize ait değil. Bildiğimizi sandığımız bir çok bilgi oradan buradan toplama. Ne hayatımız hayat, ne sözümüz söz, ne de durduğumuz yer İslam’a uygun bir yer, nede insana uygun bir yer.
Dini ve kitabı anlamak adına “özel bir gayreti yok” insanın. Oysa bizim en çok peşinden koşturduğumuz şey İslam “ve İslam’ın Peygamberi” Muhammed (SAV) olmalı idi. Kabul edelim ki “pek çoğumuzun” böyle bir derdi yok. Birileri bize ne aktarıyorsa onu almakla yetiniyoruz. Veya camilerde, minberlerde kürsülerde ne aktarılıyorsa, o bilgileri alıp kabul ediyoruz. Çok özel bir endişemiz yok dinimiz adına. Dini gönülden gönül’e aktarma konusunda da.
Onun için ne yazsak, ne söylesek yarısı eksik kalacak bu günlerde. Zira “doğru ve duru” düşünecek bir yerde değiliz “felaket” kirlendik şimdilerde, felaket kirlettiler bizi. Çağın cahiliye fırtınasına kapıldı insan. İnsan servetin ihtişamına yenildi çağımızda. Kirlendik derken anlayın “bilgi kirliliği, anlayış kirliliği” kavram kirliliği” filan işte.
Siyasetçiler ayrı, din anlatanlar ayrı, hak ve hukuktan söz edenler ayrı yanıltılar insanı. İnsan dar bir boğazdan geçiyor gibi, soluk soluğa gitmekte gittiği yolda. Üstelik “çok ta emin değil” yolun nereye çıkacağı konusunda. Yani kısacası neyin doğru neyin yanlış olduğunu “çok iyi” biliyor değiliz çoğumuz.
Söylesem nasıl anlaşılır bilmiyorum “ama burada” insanlara yeni bir söz ederken “hep endişeliyimdir” ya yanlış, ya eksik bir şey söylersem diye. Her yanlış bilgi, her yanlış haber “bir cinayettir” aslında. Söylenen sözler insanın önü aydınlık etmiyorsa “boşuna” söylenmiştir kim ne derse desin.
Ama bakıyorum bazı arkadaşlar “yazarlarken, başkalarına bir şey aktarırlarken” öylesine heyecan dolu, öylesine koşarak aktarıyorlar ki “sanki” kendileri bu çağın, veya bu kentin bilgesi. Bir çoğu kendini yanılmazlardan sanıyor “aslında söyledikleri” şeylerin hiçbir değeri olmadığı halde.
Şimdi gazete köşelerinde “çok fazla var” bu kişilerden. Aslında çok özel bir gayreti yoksa, çok özel bir derdi yoksa insana dair “günümüzde” kimsenin kimseden “çok fazla” bir şey bildiği yok. Sadece hadsizlik yapıyorlar hepsi bu. Kim bilir “bunu böyle yazdım diye” bana da kızıyorlardır kenar da, köşede.
Söylenenler belli, yazılanlar belli, anlatılanlar belli “ne gerek var” pazarda bunca gürültü yapmaya. Yok işte bir şey. Günümüzde insanın “hayata dair” büyük sıkıntıları var. Sıkıntılarını çok fazla büyütüyor ve önemsiyor insan. Dünyada yaşama mücadelesine “çok fazla” yenik düştük, çok fazla zaman ayırdık dünya için.
Hesap ve planlarımız “daha çok” dünya ve hayat üstüne şimdilerde. Öteki dünya diye bir dünya “çok az var” insanın gündeminde. Oysa insan “hayatı” bu kadar çok ciddiye almamalı idi. Zira bütün kutsal metinler bu konuda hep bizi uyarıyordu. Bu uyarılara kulak vermediği için “çok kötü, çok fazla” yoruluyor insan. Günümüz insanı çok fazla yoruldu hayatı “bunca” ciddiye aldığı için.
Ve kendisi için “daha çok değerli” olanları da unutur oldu. Eli ve yüreği kirlendi insanın. Kalbi kirlendi kendi fark etmese de. Düşüncesi aklında topladıkları kirlendi. Her şey insanın gözünün önünde olup bitiyor. Görmesini bilse insan “fark edecek” hayata bunca asılanların, dünyanın değişik dallarına tutunanların “her birinin” birer birer düştüğünü, ve kurtulamadıklarını.
Yani kısacası insan hep yenilen oldu hayata karşı, dünyaya karşı yenilen oldu. Ama “ne yazık” bunu görmek ve bilmek istemiyor. Yanlışlarında ve günahlarında “ısrarcı” olmaya devam ediyor. Ve böyle giderse “daha çok” kaybedecek, daha çok yenilenecek, daha çok hayal kırıklığına uğrayacak.
Ondan deriz “insan” kendini yeniden inşa etmeli. İnsan kendini dünya kirlerinden uzak tutmaya çalışmalı. İnsan kendine rehber olarak Muhammed’i (SAV) yeniden seçmeli. Yoksa “çok fena” zarar da olacak. Çok fena kayıpları olacak, hesap gününe dair.
Yolunuz “her daim” aydınlık olsun…Hayatımız kitaba uygun olsun inşallah.
Binler selam kardeşlerim.