Yine gecenin bir yarısı "ve aklımda" yarın ne yazarım gazeteye sorusu. Sahi ben neden yazıyorum sorusu aklımda. Senin bildiklerini "başkayarı" bilmiyor mu sorusu. Sen kendin "ne sanıyorsun da"aleme yol gösteriyorsu deme hali. Evet bütün bunlar ayrı, ayrı bir soru içimde.
Öylese "başka şeyler söyle sen" dedim kendime. Mesela şiir yaz, şiir diliyle söyle ne söyleyeceksen. Sevgilim diye başla "ya da kardeşim" diye. Ey insanlar de, ey ahali de. De ama,söyle bir şeyler. Şimdi beni okuyanlar "bu adam" kafayı yemiş diyecekler, desnler varsınlar.
Biz yine aynı düşlerin peşinde olalım, aynı sözleri edelim zalimlere. Zalimlere siz kötüsünüz demeye devam edelim, ve başlayalım yeniden yazmaya.
Evet kardeşim, Bu savaş günlerinde, bu ölüm günlerinde, açlık günlerinde kimi çocukların. Biz bilmek istemesek de "ne çok çocuk var" sokaklarda aç. Kimi kadınların yoksulluk günlerinde. Sürgün günlerinde kimi babaların. Ne çok sürgün yemiş baba var aramızda, kolları kanatları koparılmış, umutları ellerinden alınmış. Ve zalimler kardeşim. İki yüzlü adamlar.Ne çok iki yüzlü "şimdi" kimi adamlar. İki yüzlü kadınlar Bu kocaman evler kardeşimm "bu kocaman" evler. Söyle "ne kadar" Müslüman evine benziyor, gerçekten...
Bu lüks arabalar. Çok bilmiş siyasetçiler. Çok fazla yalancı var her yerde. Çok fazla hain. Çok fazla din pazarlamacısı adamlar. Bankalar. Tefeciler. Alış veriş merkezleri/kimilerini asla giremediği. Mesela yoksulların, sürgün yemiş babaların...
İşte böyle zamanlarda kardeşim "böyle zamanlarda" kimi sözler söylenmiyor. İşte o zaman "ben bu şiirleri yazmazsam" bu yenilmiş insanları, aç kalmış çocukları yazmazsam. Bu ayıp sözleri etmezsem. Bu günahları işlemez/sem. söylemezsen şehrin karanlık yanlarını. Dağlara taşlara "sevdiğim kadının" adını yazmazsam. Yalancılara yalancı, hainlere hain demezsem. Daha çok yenilirim.Daha çok acır kalbim. Daha çok azalırım.
kendi canımı kendim acıtırım "ben bu şiirleri" böyle yazmaz/sam