Adam durmadan “halkın yarısından fazlasının oyunu alarak” Cumhurbaşkanı seçilmiş, devletin başı olan Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a “diktatör bozuntusu” deyip duruyor. O kadar aklını kaçırmış ki “düştüğü bu çukurdan” sayın Cumhurbaşkanını al aşağı edeceğini, veya halkın gözünden gönlünden düşüreceğini sanıyor. Kendilerinden birileri “bir şey” söylemeli bu Kemal Bey’e. Kemal Bey de “kim?” demeyin. Hani Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanlığına getirilen adam. Kimin getirdiği, neden getirdiği, niçin getirdiği “çok anlaşılamayan” adam. Amerika mı getirdi? Yoksa meşhur cemaatin tezgahladığı bir tezgah mıydı? Ama getirildi işte “hem de” kirli bir kaset oyunu ile, ve de daha önceki genel başkanı “yine en kirli bir” oyunun neticesi olarak. O gündür bu gündür “doğru dürüst” tek söz edemiyor Eski Genel Başkan Deniz Baykal. Yıllar var ki şaşkınlığını atamadı eski genel başkan. Demek ki aldığı darbe bizim tahmin ettiğimizden çok fazla, yazık oldu Deniz Bey’e. En yakınları tarafından alındı ayağının altındaki taş. Bundandır şaşkınlığını atmak bunca uzun sürdü. Kemal Bey “bunu böyle yapmakla, sayın Cumhurbaşkanına bu hakaretleri yapmakla” bir yere varacağını sanıyor. Ülke ahalisinin kendisine rağbet edeceğini, kendisini dinleyeceğini sanıyor zavallı Kemal Bey. Zavallı sözcüğünü bilerek kullandım, zira kullanılması gerekirdi. Ülke ahalisini çoğunluk bir kısmının oyunu alarak ülkeyi yöneten bir Cumhurbaşkanına halkın hatırını gözetmeden “diktatör bozuntusu” diyen, ve bir partinin genel başkanı olduğu sanılan “bu adam” gerçekten zavallı, ve gerçekten aklını kirletmiş eğer aklı varmışsa. Daha başka bir izahı olur mu bu duruşun. Bu duruş çok kirli, ve çok zavallı bir duruş. Uzun etmeden. Sormazlar mı adama “sahi bu Cumhurbaşkanı senin dediğin gibi diktatörse” sen bunu “korkmadan, çekinmeden, ve başıma bir şey gelir korkusu taşımadan” nasıl söyleyebiliyorsun sahi? Söyleyebiliyorsan “bu cesareti nerden ve kimden alıyorsun?” diye. Sahi kimlere göz kırpıyorsun bu hakaretleri yaparken, ya da kimler “bunca” cesaretlendiriyor seni? Yine sormazlar mı “Sayın Cumhurbaşkanına söylediğin bu sözler yaptığın bu hakaretler” Ona oy veren, ona “sen bizim başımızda ol diyen, bizi idare et diyen, “halka” yapılmış olmuyor mu? Bu ne saygısızlık Kemal Bey? Bu ne kötü bir rey peşinde koşma böyle? Şimdi sen “bunun böyle yapmakla” bir adım öteye gidebileceğini sanıyor sun? Kendi halkına hakaret eden kendi halkının tercihlerini görmezden gelen “bir genel başkan” dünyanın hangi ülkesinde vardır sahi Kemal bey? Ve siz ey halkım siz. Şimdi siz bu adamın dediklerine inanıyor musunuz? Ve ben Kemal Bey’i “her dinlediğimde” eski Cumhuriyet Halk Partisi’ni düşünürüm. Elimizden alınan değerlerimiz gelir aklıma. Susturulan ezanlar gelir, kapatılan camiler, yakılan Kur’anlar gelir. Açlık gelir yokluk gelir imtihan sehpaları gelir. Yirmi sekiz şubatlar gelir ikna odaları gelir. Kemal gürüz gelir, Nur Serte gelir,Kemal Alemdaroğlu gelir. Ve darbeler gelir, asılan başbakanlar gelir. Yani Cumhuriyet Halk Partisi deyince “kapkaranlık” bir gece gelir. Allah sorar bize “bu Kemal Bey” Tayyip Erdoğan’a bunca hakaret ederken neden sustunuz diye. Zira ilk defa “O Tayyip Erdoğan söyledi bize” ey ahali ayağa kalkın diye. İlk o söyledi bize “dünya beşten büyük” diye. Ondan deriz “bu ahali artık Kemal Bey’e inanmayacak ve onu dinlemeyecektir” diye. Zira onların dönemlerinde çok canımız acıdı, çok karanlıkta kaldık, çok aç ve yoksul kaldık. Nasıl unuturuz o günleri Kemal Bey? Sana nasıl inanırız Kemal Bey? Ve sana inanarak “nasıl sırtımızı döneriz” bize ayağa kalkın diyen adama?