Kendilerinden “çok söz etmek istemesem de” kimi tavırlarından, kimi yazdıklarından, kimi söylediklerinde dolayı “Saadet Partili arkadaşlardan” söz etmek istiyorum bugün. Gerçi bu arkadaşlara “ne söylense” ne anlatılsa “yaptığınız kimi eylemler, söylediğiniz kimi sözler, yazdıklarınızın bazısı yanlış dense” onlar yine kendi eylemlerin, kendi sözlerini, kendi yazdıklarını “mutlak doğru sanmaya” devam edecekler.
Zira onlara göre “yalnız” onların yolu doğru.
Onların sözleri doğru her zaman
Onlar “neyi yazıyorsa” o yazılanların her biri doğru.
Milli Gazete “ne yazıyorsa” mutlak doğru.
Milli Gazete yazarları hep doğru yazarlar “yine” onlara göre.
O kadar çok doğru yazarlar ki “sanki” vahiy aktarıyorlar.
Vatanı en çok onlar seviyorlar
Dini en iyi onlar biliyorlar.
Bir onlar “kardeşlik sevdasını taşıyorlar” yeryüzünde.
Haksızlıklara “bir tek” onlar karşı çıkıyorlar
İslami düzeni savunan “yalnız” onlar.
Onların dışında herkes İslami eğip bükenler. Bir onlara yakın hocalar “doğru” söz ederler.
Yeryüzünün neresinde “bir haksızlık yapılıyorsa bir Müslümana” karşı çıkanlar bir onlar kendilerine göre. Başkalarının “umrunda değil” yeryüzünde olup bitenler “ama tabi” onlara göre.
Filistin’i “bir onlar” savunuyorlar yalnızca.
Kudüs “bir onların kutsalı” gibi konuşuyorlar “ellerine geçen” her fırsatta.
Mescidi Aksa konusunda “bir onlar ses çıkarıyorlar” onların kendilerine göre.
Ve Ayasofya: Ayasofya konusunda “yalnız onlar” ayaktalar Ülke de.
DURUP DURURKEN BUNLARI NEDEN YAZDIM?
Hani birkaç gün önce Bangladeş te “cemaati İslami partisinin lideri” Rahman Nizami’nin idam edilmesi üzerine “Saadet Partili arkadaşların” hemen-hemen her biri, il başkanlarının bir çoğu, ilçe başkanlarının çoğu “hatta genel merkez yönetiminde bulunan bazı isimler” biz diyorlar, biz iktidarda olsaydık “bu idamı” engellerdik, yeryüzünde Müslüman ülkeleri ayağa kaldırırdık, ve mutlaka bu idamı engellerdik diyorlar.
Yani demeye çalışıyorlar ki “gördünüz mü ey Müslümanlar?” ne hallere düştük, bu ne zillet böyle, bu ne büyük zulüm?
Eğer siz bizim kıymetimizi bilip “bizi iktidara taşısaydınız” bu gün bu idam olmayacaktı. Ondan dolayı “siz bu suçun ortaklarısınız” demeye çalışıyorlar ahaliye, ve Türkiyeli Müslümanlara.
Uzatmadan diyelim kendilerine. Tamam kardeşim sizler doğru söyleyebilirsiniz. İnanmış olalım bu dediklerinize.
Ama: Ama gelin önce “bir zamanlar” büyük millet meclisinden “halkın oylarıyla seçilmiş bir milletvekili olan Merve Kavakçı’nın” Meclisten çıkarılmasına “neden” karşı çıkamadınız? Ecevit denen kişi “bu kadını buradan çıkarınız” deyince neden sus pus oldunuz. Neden “o giderse” biz de gideriz demediniz.
Saçma sapan bahaneler sığınmaya gerek yok. Anlayın yapacağınızda bir şey de yok. Ve artık Erbakan hocamızda yok. Onun omuzlarına basarak “bir yere geleceğinizi sanıyor sanız” yok böyle bir şey.
Yeni bir söz edemiyorsunuz “anlayın” bunu.
Dünya 8 milyar, Türkiye’nin nüfusu 80 milyon.
Ve zalimler her yerde. Dünya da ne kadar zalim varsa “bu Ülkeyi yıkma” peşinde.
Ve siz Ak Partinin günahlarıyla uğraşmaktan başka “bir şeyde” yapmıyorsunuz.
Ne yeni bir sözünüz var, ne bir öneriniz.
Nasıl bir anlayışsa “Ak Partinin yaptığı her şey” kötü sizce.
Unutmayın Halk Partisi de Hdp de aynı şeyleri söylüyor.
Ne şimdi “haksızlık mı ettim?” size. Yine “sen zaten bir Ak Partilisin” deyip beni mi suçlayacaksınız. Ne derseniz Eyvallah.