Eskiden de vardı, şimdi daha çok çoğaldı bu kişilerin sayıları. Başkaca bir dertleri yokmuş gibi "veya ümmetin başka bir sıkıntısı kalmamış gibi" ikide bir şeriat istiyorlar.
Bu ülkeye şeriat gelmeli diyorlar. Ve bunların yüzde doksanı "şeriatın" ne manaya geldiğini biliyorlar değiller aslında. Ve gerçek anlam da şeriat gelse "ilk karşı çıkan" yine bunlar olacak eminim.
Şeriattan söz eden insan önce kendini, kendi yüreğini, kendi evini, kendi ilişkilerini "aziz İslam'a" göre ayarlamalı. Cebinde onlarca banka kartı taşıyan, banka kredisi ile ev alan, araba alan bir kişinin "kalkıp" şeriattan söz etmesi "sadece" bir sahtekarlık, bir iki yüzlülüktür. Ne çok kandırıyor insan kendini. İnsan "ne çok yalan söylüyor" kendine bu çağda.
Bu kişiler durdukları yerlerden, sahip oldukları gazete köşelerinden, sonra dergilerinde sohbetlerinde şeriattan söz etmelerinin asıl nedeni "akıllarınca" muhaliflerini sıkıştırma çabası. Onlara "biz sizin gibi değiliz" demenin bir başka yolu. Yani kendilerini yüceltme, kendilerini kutsama hali. Daha açık söylersek "bu günlerde"Ak Partiye, ve sayın Cumhurbaşkanına laf etmek, onların üstünden pirim yapmak için yapıyorlar bunu.
Ve bu kişilerin pek çoğu Saadet Partisine gönül vermiş kişilerden oluşuyor. Ama çok fazla cahil, çok fazla ucuz hesap peşinde olan kişiler "hem kendilerine hem davaya, hem de partilerine yazık ediyorlar.
İnsan "kendini akıllı sanmakla" akıl olmaz. Bunlar kendilerini "hem akıllı, hem de doğru yolda" sanıyorlar. Oysa hayatlarında "hiç bir fark yok" bir Ak Partili kişinin hayatından. Aynı çeşmenin suyunu içerek büyüdük hepimiz bilinse.
Bunun böyle olduğunu yazıp söylemezsek doğru yerde durmuş olmazdık. Bu arkadaşlara "sık-sık hatırlatma yapmalı" birileri. Yoksa bunlar azaldıkça "kendilerini" daha çok kutsayacaklar kendilerini.
Olmaz böyle şey!
Sen bir yandan bankalarla ilişkini en yüksek seviyede tut, cebinde onlarca kredi kartı taşı, büyük alışveriş merkezlerinde dolaş, alış veriş yap, beyaz adamlar gibi ye iç, keyfince yaşa, en pahalı arabalara bin, en lüks evlerde otur, evini en lüks, en marka eşyalarla doldur "sonra kalk" bu ülkeye şeriat gelmeli de.
Sahi biz kimi kandırıyoruz? Bu tavır İslami bir tavır mı? İnsan dünyayı, ülkeyi değiştirmekten "söz etmekten se" önce kendini değiştirmeli insan. Kendi kalbinde, kendi zihninde devrim yapmalı. Yapabiliyor musun? Kendi içinde devrim yapamayanlar, kendi kalplerine kendi evlerine şeriatı taşıyamayanlar "başka söz" etmemeliler.
Aramızda bir çok kişi bu sahte oyunu oynamakla meşguller, böylece "iyi insan, iyi Müslüman" görünme rengiyle selamet çıkacaklarını sanıyorlar. Kendilerine yazık ediyorlar. Ümmetin geleceğine yazık ediyorlar. Ülkenin geleceğine yazık ediyorlar. Ve kardeşliğe yazık ediyorlar.
Birileri bir şey söylemeli böyle insanlara. Hatta "birbirimize" bir şey söylemeliyiz. Bilmeliyiz bu yolun sonu insana çıkmaz. Bu yolun sonu İslam, ve kitaba çıkmaz.
Selametle kalın kardeşlerim. Hayır ve iyilik içinde kalın.