Yeryüzünü yeni, ve zalim, bir karanlık bekliyor bu işler böyle giderse. Sağımız, solumuz savaşlar ile dolu. Bazı insanlar "başka bazı insanları öldürmek için" bir birleriyle pazarlık ediyorlar. İnsanların, çocukların, kadınların, nasıl öldürülmesi konusunda pazarlık ediyorlar zalim kişiler.
Dünyanın öbür ucundaki zalimler, mazlumların topraklarını, bağlarını bahçelerini "nasıl elinden alırız, vatanlarını nasıl elinden alırız" pazarlığı yapıyorlar başka zalimlerle. Ve biz "yani bu toprakların insanları, aslında Orta Doğulular" hiç bir şey olmuyor gibi, canlarımız üstüne, topraklarımız üstüne, dinimiz üstüne, inancımız üstüne, pazarlıklar yapılmıyor gibi, öyle duruyoruz. Durmayan sandıklarımız, yanlış işler yapıyorlar, yanlış sözler ediyorlar, ve sadece kendilerini kutsuyorlar.
Nasıl dile getirelim? Yeryüzünde kötü şeyler olmaya başladı yine. Evet, birileri orta doğuda kan durmasın, hep kan aksın, hep ölümler olsun istiyor yine. Orta doğu Müslümanların ülkesi, yani bizim ülkemiz. Orta Doğu yüz binlerce Peygamberin yattığı bir ülke. Keşke kendilerine Müslüman denen "ahali bunu bilebilse" kavraya bilseydi. Canlarımız gidiyor, adamları ölüyor, öldürülüyor orta doğunun. Çocukları ölüyor,öldürülüyor, kadınları ölüyor, öldürülüyor...
Birİleri "bu toprakların ahalisini" kandırmaya devam ediyor, yazık ediyorlar insana. Ve bizler, yani Muhammed (SAV) ümmeti olan bizler, hala aklımızı başımıza alamadık, hala kitabın dediklerini anlayamadık, hala Muhammed'in (SAV) ne dediğini dinleyenlerden olamadık. Sadece konuşuyoruz, sadece yazıyoruz, sadece söz kalabalığı yapıyoruz.
İşin ciddiyetini kavrayamadık, kavramak istemedik. Yanlışlarımızla, günahlarımızla yüzleşmekten korktuk. Hep demeye çalıştık, bir kere daha diyelim, yanlış yoldayız beyler, bayanlar yanlış yoldayız, bu yol selamete, ve aydınlığa çıkmaz. İçimizden birileri bizi kandırıyor. Yalan sözler ediyorlar bize. Samimiyetleri yok bunların, bunların dertleri de, yok insan diye, din, diye İslam diye. bir endişeleri yok. Kardeşlik hep söz de var. Böyle kardeşlik mi olur? Kuran kardeşliği bize böyle mi anlatıyor? Hazreti Muhammed (SAV), böyle mi tarif ediyor kardeşiliği bize?
İşte hep bundan demeye çalışıyorum. Şu mümince yaşamaktan söz edenler, şu tevhit den söz edenler, şu kardeşlikten söz edenler, şu kitaptan söz edenler mesela, bu konuda yazanlar çizenler, konferans verenler, söyleşi yapanlar, başkalarına bir şey anlatığını sananlar "gerçekten samimi olsalardı, ve anlattıklarını kendileri mümince yaşasalardı" yani söylediklerini kendileri yapanlar olsaydılar "sanıyorum daha bir aydınlık olurdu" bu ülke. Ülke insanın, mazlumların, yoksulların yüzü daha bir güzel gülerdi.
Daha çok yakın olurduk bir birimize. Çağımızda çok yalan söylüyor insan. Ve çok iki yüzlü. Ve asla anlaşılır değil, ne yaptığı, ne yapmak istediği. Farkındayım, yazdıklarımızla, söylediklerimizle, bazı insanların canının sıkıldığını. Ama ne yapalım, nasıl dile getirelim var olan gerçekleri? Artık suya sabuna dokunmadan, gülün dikenli tarafına dokunmadan, ellerimizi kanatmadan, kalplerimizi kanatmadan, var olan yaralarımızı göstermeden anlatılmıyor gerçekler.
Şimdiye kadar sakladık, göstermedik de, ne oldu? Döküldük kaldık işte. Kafirler dört bir yanımızdan kurşun yağdırıyorlar topraklarımıza. Topraklarımız dedim ise anlayın Müslüman halkların topraklarına.
Çok dağıldık, çok talan edildik, ve çok uzaklaştık bir birimizden. Sevgiyi, ve sevmeyi unuttuk. Ver meyi unuttuk biliyor musunuz? Çok bencil olduk, çok kendini beğenmiş. Oysa bu duruş, asla insani bir duruş değil. Bu duruş, asla Rabbani bir duruş da değil. Daha nasıl söyleyelim ki.