Bize yani Müslümanlara çok öfkeliler bunların her biri. Kimlerden mi, söz ediyorum? Aşağıda kimliklerini, kurumlarını partilerini, cemaatlerini yazacağım kişilerin “içinde bulundukları ruh halinden” Müslümanlara olan düşmanlıklarından, nefretlerinden söz ediyorum.
Onların her birine göre “bu ülkede” Müslümanlar asla olmamalı, asla dinden söz edilmemeli onlara göre, asla kitaptan söz edilmemeli, ahlaktan söz edilmemeli. Mesela Hazreti Muhammed’ten (SAV) söz edilmemeli. Onların çoğuna göre, onların partilerine göre, sendikalarına göre, sivil örgütlerine göre, onların yazarlarına gazetecilerine göre “Hazreti Muhammed” (SAV) sadece Araplara gelmiş bir kişidir.
Cumhuriyetin ilk gününden bu yana “bu kişiler bu kurumlar, bu yazarlar gazeteci denen maymunlar” hiçbir zaman Müslümanları sevmediler, sevmeyi de düşünmediler. Onların her biri “büyük bir kin ve öfke ile yaşadılar” Müslümanlara. Onların düşüncesine göre bu ülkede Müslümanlara hayat hakkı tanınmamalı.
Unutmayalım “bunların her biri” ellerine fırsat geçerse “ellerine geçen ilk fırsat ta” bu dünyayı dar ederler Müslümanlara, yaşanmaz kılarlar. Hayatlarını zehir ederler, ve ellerinden gelen her hakareti yaparlar, zulmü ve işkenceyi yapmaktan geri durmazlar “daha önceleri” yaptıkları gibi.
Mesela Cumhuriyetin ilk senelerinde yaptıkları gibi. 28 Şubat ta yaptıkları gibi, daha başka- başka zamanlarda yaptıkları gibi.
Hatırlayın geçmişi “bu zihniyeti taşıyanlar” kan kusturdular Müslümanlara, hayatlarını umutlarını geleceklerini ellerinden aldılar.
Şapka giymedi diye binlerce insan asıldı bu ülkede. Binlerce kadın ersiz evsiz kaldı, binlerce çocuk babasız ekmeksiz kaldı. Ve asla Müslümanları sevmediler “adlarını” saydığımı kişiler, kurumlar partiler, gazeteciler yazarlar ulusalcılar.
Yani biz Müslümanların “o kafirlerin, zalimlerin” hiçbir şeyi olmadık hiçbir zaman. Aynı havayı bile paylaşmak istemediler bizimle. Bunu açık –açık belli ettiler. Yüzümüze söylediler kimi zamanlar. Kimi zamanlar yazarak söylediler, televizyonlarında söylediler. Yaptıkları sokak eylemlerinde söylediler. Hep korkmamızı, ve korku içinde yaşamamızı istediler.
Aynı şehri, aynı havayı, aynı gündüzü, aynı geceyi paylaşmak istemediler. Onların gözünde Müslümanlar “hep karanlık adamlardı, hep gerici adamlardı, hep çağ dışı adamlardı.
Oysa onlar kendileri yeryüzünün zalimleriyle iş birliği yaparak kendi halkına zalimlik yapan, işkence yapan alçaklardı. Unutmayalım bu kişiler bu kurumlar Müslümanları asla sevmediler. Yalnız bu ülkede değil, dünyanın başka yerlerinde yaşayan Müslümanlara düşman olmayı, nefret duymayı “yapmaları gereken” kutsal bir eylem sandılar, ve yaptılar da.
Kısaltarak söylersek, CHP mesela.
HDP –liler mesela.
Ulusalcılar.
Kemalistler
Yeri beyaz adamlar
Savaş baronları
Şimdilerde bunlara bir de “Fetö denen adamın avenesi” eklendi. Şimdilerde hem içerde, hem de dışarda “yeni düşmanlıklar” biriktiriyorlar.
Bu yazımızı “böyle yazdık diye” Ak Partiye bir yakınlık duyduğumuz söylenmesin.
Sadece “kafirlerin yanında bulunmamak adına” geçici bir tercihimizdir durduğumuz yer.
Son söz. Bizi sevmeyenleri “bizim sevmek gibi” bir zorunluluğumuz yok.