Allah'ım! kimi kullarından şikayetimdir sözlerim... Şehir adına, çocuklar adına kuşlar ve çiçekler adına, sokak hayvanları adına, kirletilen sokaklar adına, yaptığım dualarımın içine yeni sözler koydum sana ulaşsın diye... İnandık iman ettik, sen her bir sözü duyansın, her bir gözyaşını görensin, ve her bir yetimi, her bir yoksulu, her bir işsiz babayı, çaresiz anneyi hem gören hem bilensin...
Sen Allah'ım, sen merhamet sahibisin kullarına, ve bütün canlılara inandık iman ettik... Evet sen kullarının neler yaptıklarını, neler düşündüklerini, kalplerinde neler olduğunu, nasıl günah işlediklerini, nasıl dua ettiklerini şüphesiz bilensin...
Zalimlerin kimler olduğunu, alın terine saygısı olmayanları, çalışanlarının haklarını gasp edenleri, onları aşağılayanları onları çaresiz bırakanları da, bilensin sen... İnsanı önemsemeyenlerin kimler olduğunu da... Kimi annelerin, kimi kadınların yaşadıkları çaresizlikleri de, bir lokma ekmek edinmek için bazı kişilerin yataklarında cariyelik yapmak zorunda olduklarını da...
Allah'ım, şikayetimdir... Kullarının içinde olan kimi efendiler, kimi ağalar, kimi servet düşkünü kimi şöhret kişiler "dünyayı yaşamayı yalnız kendilerine has kılan kimi zalimler" kendilerini seçilmiş sananlar, kendilerini ulaşılmaz sananlar, kendilerini önemli sananlar, kendilerini şehirlerin sokakların dağların denizlerin "hatta devletin sahibi sananlar" bunların çoğu başka insanların canını acıtıyorlar, başka insanların varlığını bilmek görmek istemiyorlar...
Her zaman biz biliriz diyorlar, bizim aklımız erer diyorlar, sizler bize uymak zorundasınız diyorlar,başka insana... Hep kendileri önde olsun, hep kendilerine itibar edilsin, he kendileri konuşulsun, kendilerine saygı duyulsun istiyorlar...Alttan, alttan "biz sizlerin Tanrısıyız" demeye çalışıyorlar bu efendiler...
Bu ülkeyi, veya bu şehri en çok biz severiz diyorlar... Onların bu bencil düşüncesi yüzünden, dini imanı kalmadı sokakların.. Merhameti de, vicdanı da kalmadı... Artık çocuklar için yaşanmaz oldu sokaklar, çocuklarımızın ayakları toprağa, toprak kokusuna hasret...
Sokakların yüzü gülmez oldu, evlerin yüzü gülmez oldu, çocukların yüzü gülmez oldu, ve kuşların gelip konacağı bir dal bile kalmadı..Onların yüzünden şehirler şehirlikten çıktı, gülen yüzlere hasret şimdi şehirler...Ekmek kokusuna, insan kokusuna, kuş sesine hasret..
Ve bunların bir çoğu yoksul insanlar, yoksul adamları yoksul kadınları sevmiyorlar..Onlardan yüz çeviriyorlar, onların varlığından rahatsız oluyorlar, onlar hep kapılarda bekleyenler olsun istiyorlar...Bir lokma ekmeğe, bir yudum suya, bir avuç mutluluğa sahip olmasın istiyorlar bu efendiler.... Oysa onların "bu karanlık düşünceleridir" o insanları bu hale düşüren...Onların şımarık anlayışlarıdır şehirleri yaşanmaz, sokakları yürünmez kılan...
Ve bunlar çok konuşuyorlar, çok gürültü yapıyorlar, kendilerini çok değerli çok önemli sanarak başka insanlara hep yukarıdan bakıyorlar, başkalarını terbiye etmeye kalkıyorlar, başkalarına beni takip edin diyorlar.. Bunları her birini "binlerce dille" şikayet ediyorum sana...Çünkü bunlar başka insanları çok üzüyorlar...
Sonra şehirleri üzüyorlar, şehirleri kirletiyorlar, şehirlerin kalbine bıçak gibi beton binalar dikiyorlar, içinde aydınlık ve bereket olmayan binalar... Ne aşktan anlıyorlar, ne sevdadan, ne de şiirden...
Şikayetimi duy Allah'ım... Şikayetimi duy... Kuşlar geri gelsin... Ağaçlar üzülmesin... Çocukların gülen yüzü geri gelsin...Geri gelsin kadınlarımızın mutluluğu, ve kadınlarımızı öldürmesin katiller...
Sevgi ve aşk geri gelsin...Kardeşlik geri gelsin...
Sen bizi "bu zalim efendilerden uzak tut" ALLAH'IM...