31 Mart yerel seçimleri, belki de- Cumhuriyet tarihimizin en kritik hatta en önemli seçimidir..
Adı “yerel” olsa da bu seçimler, iktidar ve muhalefetin “varolma mücadelesi” olacak..
Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “yeniden şahlanış”ı devam ettirebilmesi, AK Parti’nin bu seçimden hasarsız ya da kazançlı çıkmasına bağlı..
CHP’nin de “ben hala iktidar adayıyım” deme şansı bu seçimlere bağlı..
Bugün Ak Parti’lilerin ve CHP’lilerin karşı karşıya kaldıkları “ağır imtihanları” size anlatacağım..
İstediğim tek şey; “kendi ülkemde mutlu ve huzur içinde yaşamak”..
…
Dün, “Andımız”I piyasaya sürüp bizi bize kırdırmaya çalıştıklarını anlatmıştım..
Yerel seçimler için “kara propaganda”yı böyle başlattılar..
Dışarıdaki ve içerideki “Türkiye düşmanları” CHP’nin özellikle İstanbul ve Ankara’yı almasını sağlayarak Erdoğan’ın önünü kesmeyi planlıyor..
CHP’nin terör uzantısı HDP’yi 24 Haziran’da Meclis’e taşıması, planladıkları “31 Mart Darbesi”nin başlangıcıdır aslında..
…
AK PARTİ NE YAPACAK?
AK Parti şimdiye kadar, CHP’nin planına değil, kendi yapacaklarına odaklanıp sonuç aldı..
Bir 7 Haziran ve 24 Haziran uyarısı var milletin..
Ak Parti’ye oy verenlerin, “kendinize çeki-düzen verin” mesajı iyi okunursa, “AK Parti en riskli seçimine gidiyor” denebilir..
…
Peki, Ak Parti ne yapmalı?
Adayların belirlenmesi en kritik süreç..
Birçok seçimde “yanlış aday”ın faturasını ödediler..
Çünkü, yerel adaylar vatandaşa temas eden “sinir uçları”dır..
Bu nedenle;
Birilerinin değil “milletin adamı” olan, millete hizmetkar olabilecek yapıya sahip kişiler aday gösterilmelidir..
Biliyorsunuz; AK Parti gücünü “milletten” alıyor..
AK Parti için “millet” sandıktan çıkan oyun ötesinde, “asıl güç” demektir..
“İsabetli aday” önemli, ama yeterli değildir..
AK Parti’nin asıl başarması gereken şey, seçmeni ev ev gezerek 24 Haziran’daki “mesaj”ın gereğini yaptığına inandırmaktır..
Zor olan “ev ödevi” budur..
Çünkü “lider”in yoğun uyarılarına rağmen, hâlâ davranış ve uygulamalarıyla bazı partililerin arasında milletten uzaklaştığı intibaını uyandıranlar var..
…
CHP NE YAPACAK?
Anamuhalefet partisinin çöküş sebepleri çok..
Kemal Kılıçdaroğlu faktörü başta olmak üzere, en önemli iki tanesi şöyle:
1- Arka mahalledeki fakirleri bırakıp sadece tuzu kurularla yola devam etmesi..
2- Parti içi gruplaşmaların oluşması..
Aslında, bu iki hastalık hangi partiye bulaşırsa, o parti çökmeye mahkumdur..
Çünkü; dün kahvesinde çay içtiğin mahalleni unutursan, bitersin..
…
Bu sözlerim Antalya’nın iki-üç CHP’li başkanı için, ama genelde de durum farklı değil..
24 Haziran’ı hatırlıyor musunuz?
“Sinik, kavgacı, yalancı ve ‘ben bilirim’ edasıyla ortalarda dolaşan liderlere alışkın CHP tabanı, Muharrem İnce’yle birlikte icabında kavga da eden, yalan da söyleyen ama aynı zamanda “farkındalık” da oluşturan bir lider adayıyla tanıştı..
Ama, sonraki gelişmeler gösterdi ki; CHP aynı CHP..
İster Baykal’la, ister Kılıçdaroğlu’yla, ister Altan Öymen ve Hikmet Çetin gibi ara formüllerle, ister Muharrem İnce’yle, isterse Hurşit Güneş, Mustafa Sarıgül, Umut Oran, Metin Feyzioğlu gibi apartta bekleyen değerleriyle..
Kim gelirse gelsin..
CHP bu haliyle “umut” olmaktan çok uzak bir partidir..
Çünkü; CHP solcu bir parti değildir, sosyal demokrat değildir, halkçı hiç değildir..
İşe “yalan”la başladığınızda, gerisini “yalan”la getirmek dışında bir seçenek kalmıyor elinizde..
Ama, hayat eskisi değil artık..
Yalancının mumu eskiden yatsıya kadar yanıyordu, şimdi daha söyler söylemez ortaya çıkıyor..
Yalanlarla heyecanlanan, “oldu bu defa” umuduna kapılan CHP’ye oy verenleri artık kimse kandıramaz diye düşünüyorum..
Bu nedenle..
CHP de, tıpkı Ak Parti gibi “temiz ve hizmetkar” adaylarla çıkmalı bu milletin karşısına..
Partinin genetiğini değiştirecek, en azından halkla bağ kuracak, “yalan”ı piar malzemesi yapmayacak adaylar bulmalı..
Ve buna tabanını inandırmalı..
…
MİLLETİMİZ AFFETMEZ
Özetle..
1- AK Parti için “millet” sandıktan çıkan oyun ötesinde, “asıl güç” demektir..
Çünkü millet, AK Parti’yi kendisinden bir parça olarak görmektedir..
Bu seçimde partililerin “güç zehirlenmesi”ne kapılarak, partisini asıl “güç kaynağı”ndan koparacak hale getirmemesi gerekiyor..
…
2- CHP’liler ise halktan çok kopuk bir söylem ve eylem içinde..
Genel Başkanları başta olmak üzere, belediye başkanları dahil hepsi “yalanlarla ve süslü sözlerle/sloganlarla” siyaset yapmaya çalışıyor..
“Hizmet” bekleyenler, bunu affeder mi dersiniz?
…
3- Aday belirlerken de, aday olurken de, oy verirken de iyi düşünün..
31 Mart seçimleri, “geleceğiniz” olacak..