Önceki gün yazdığım, “Açık Hava Meyhanesi, Açık Hava Tuvaleti” başlıklı yazıma yorum yapanlar ve telefonla-mesajla arayanlar önce teşekkür etti, ardından daha başka bilgiler de aktardı..
Meğer bu “içki ve tuvalet” buzdağının görünen yüzüymüş..
Falezlerin altı da üstü de “fuhuş” yuvası haline gelmiş..
İşin en acı yanı da; “öpüşen, sevişen ve zevk çığlıkları atanların çoğunun” henüz lise ve ortaokul seviyesindeki gençlerin olması..
Bunlara bir de fantazi yapan “eskort”lar (kadın ya da erkek), sürümden(!) kazanmak için vücudunu ucuza pazarlayanlar ekleniyor..
Varın manzarayı düşünün artık..
…
Evet, her karışı ayrı bir güzellik ve tarih kokan Antalya’nın birçok yerinde, “umumi tuvalet” sorunu yaşanması kabul edilebilir bir şey değil..
Özellikle parklar, sahil ve falez bandı tuvalete de çeşmeye de en ihtiyacı olan yerler..
Durumu yıllardır anlatıyoruz..
Dinleyen, okuyan ya da duyan belediye başkanlarımız da her seferinde “yapacağız” diyor, sonrası gelmiyor..
Umarım, bu defa uyarılımızı kulak arkası etmezler..
…
HER KUYTU DOLU
Bugün de bize anlatılan şu “fuhuş” konusuna değinmek istiyorum..
Hem Vali, hem de Emniyet yetkilileri dikkatle takip etsin..
…
Antalya’nın tanıdığı bir isim, kalp-damar cerrahı ve eski siyasetçilerden Kubilay Döşeyen aradı..
“Açık Hava Meyhanesi, Açık Hava Tuvaleti” başlıklı yazımı okuduktan sonra, “bunlarla birlikte şu fuhuş konusu da çözülmeli” dedi..
Ve şunları anlattı:
“Eski Lara yolu üzerinde, The Marmara Oteli’nin arada oturuyorum..
Falez bandı boyunca daha lise-ortaokul çağındaki kızlarımızı erkeklerin kucaklarında görmek bana acı veriyor..
Vücudunu satarak para kazananları saymıyorum bile..
Gündüz ya da gece fark etmiyor, kuytudan veya bir aracın içinden gelen histerik kahkaha ve çığlıklar çok rahatsız edeci boyutta..
‘Etrafta aileler var’ gibi beylik laflar etmek istemiyorum, ama maalesef içki insanları sapıttırıyor..
Zaman zaman şikayette bulunuyoruz..
Polis geliyor, kontrollerini yapıyor..
Birkaç gün ortalık sakinleşiyor, ama kontrolde devamlılık olmayınca manzara eski haline geliveriyor..
Yani, sorun sadece içki ve tuvalet sorununu da aşıyor..
Ama, yöneticilerimiz özellikle de Vali’miz isterse, bunların hepsi en çok 1 ay içinde çözülebilir..
Umarım yazınızı dikkate alırlar..”
…
Sevgili Döşeyen’in “fuhuş” lafını lise ve ortaokul çağındaki çocuklarımıza yakıştırmak istemiyorum..
Çünkü, fuhuş bir “çıkar” karşılığı yapılan cinsel faaliyettir..
Bu çocuklar olsa olsa, deli deli akan kanlarının ve cahilliklerinin kurbanı oluyorlardır..
Bunu ayrı tutuyorum, bu tamamiyle “ailelerin çocuklarını yetiştirme tarzıyla” alakalı bir durum..
Ama, daha önce yazdığım madde bağımlısı bir lise öğrencisi genç kızımızın, “lisede okuyan kızların en az yarısı çocuk aldırıyor” lafı beni gerçekten endişelendiriyor..
Çünkü, “madde” kullanımı cinselliği ticari hale getiriyor..
Bu yola girmiş çocuk yaştaki gençlerin aileleri de perişan oluyor..
…
“SÜREKLİ” KONTROL
Özetle..
1- Hem “sağlık kontrolleri” olmayanların vücudunu pazarlaması..
2- Hem çocuk yaştaki gençlerin maddeye alıştırılıp, çoğunun pazarlanması..
3- Hem de içki ve tuvalet gibi eylemlerle çevreye verdikleri çirkin görüntüler ve gürültüler..
İşte bu noktada polisimizin devreye girmesi gerekiyor..
Ara ara değil, sürekli kontrol altında tutarak..
Belediyelerimizin de tuvalet ve çeşme işini çözmesi gerekiyor..
Beklenti böyle..
Gereğini bekliyorum..